Examples of using "좋아하는" in a sentence and their turkish translations:
O aşık olduğum yerde
Kendi favori tarzınızdaki kadın olun.
Eğer yapmaktan çok hoşlandığınız bir aktivite varsa,
Geleneksel tedavilere olan eğilim,
En sevdiğim şeylerden biri. Tamam.
Bazıları için leziz olabilir.
Favori sorum şu:
Sayelerinde, sevdiğim şeyleri, daha da sever hâle geldim;
halkının en sevdiği renkle dekore ediyor, siyah.
Bu yüzden de ressam olarak favori tekniğim soyutlama.
Kendi sevdiğim konuları, insanlarla konuşamaz olmuştum.
Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,
Sıklıkla gidip, arkadaşlarınız veya mekânın demirbaşlarıyla takıldığınız
Geçici orman havuzları suyu çok seven kurbağaları çeker.
Evet, bu gezi, bu zamana kadarkilerin en güzeliydi.
Derslerimde yaratıcılık üzerine en sevdiğim alıştırmalardan biri,