Examples of using "숨을" in a sentence and their turkish translations:
Nefes verirken,
dev, şişirilebilir bir poşet gibi.
...saklanacak yer yoktur.
Haydi derin nefes alalım,
Derin nefes alın
Rahat bir nefes aldım
yukarı çıkıp nefes alabilesin.
bir sandalyede oturuyordu ama nefes nefeseydi --
hemşirenin elini tuttu.
Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.
yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan
Mavi ve yumuşaktı ve nefes almıyordu.
Akkarınca ayaklarının tıkırtılarını bile. Bu gizli hayat tarzı başka yırtıcılardan saklanmasını da sağlar.