Examples of using "없습니다" in a sentence and their turkish translations:
tek bir gün bile yoktur.
Asla pes etmeyin.
Zaman azalıyor.
hiçbir fark olmadığını gösteriyor.
...ya da asla.
Cevap, hayır.
çalmaktan başka seçenekleri yok.
Şimdi, Anna'ın bir suç kaydı yoktu
size bir şey kanıtlamaz.
Umursamıyoruz.
soygunculuğa karşı koruma altında
...saklanacak yer yoktur.
Açlar ve deneyimsizler.
Yas tutacak vakit yok.
Orada Lenin Meydanı yok.
Doğru bir şekilde tahmin edemem.
Hiçbir şey sınırların dışında olmamalı.
Bu konu tartışmalı olmamalı.
Hesap yapmak yok.
Henüz bu yetiye sahip değiliz.
hakkında herhangi bir skandal bulunmuyor.
Ve ben sabırsızım.
Çok yaklaştık ve asla pes etmeyeceğiz.
Unutmayın, asla pes etmeyin!
İyi işti. Asla pes etmiyoruz.
Tamam, artık geri dönüş yok.
Bilgi edinmenizin bir manası olmayacaktır.
sizin yapabileceğiniz bir seçim değil.
Yağmur ormanlarında hayat asla boşa harcanmaz.
Onları görerek yakalayamaz.
Tırmanacak ağaç kalmadı.
Şu anda bildiğim şey, kararlı olduğum.
Dürüst olmak gerekirse benim amaçlarım da yok;
"Maskeyle dolaşmak için bir nedenimiz yok,...
Kimsenin doğal bir bağışıklığı yok.
Neyse ki belki de bunu yapmak zorunda değiliz.
böyle bir sınırlama yok.
Bu gittikten sonra mecbur kalacağız.
Unutmayın, asla pes etmeyin!
Bu kurdu çok uzun süre uzak tutamayız.
Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.
Tedavisi yok ama pek çok a-la-la-la-la.''
Genç nüfusunun neredeyse yarısı
ve onu bulamıyorlar.
yapay zekâda sevgi yetisi olmadığını size söyleyebilirim.
...polenlerini saçacak kuş veya arı yoktur geceleri.
Fakat orman faresinin böyle bir seçeneği yok.
Ama çok uzun sürdüremiyor.
Ama dişinin gönül eğlendirmeye vakti yok.
Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.
ama kuleyi tamamıyla yükseltemeyecekler.
çocuk nesillerini takip etmiyor.
çok fazla değişmedi.
Artık tavuklar yok.
kanunların kıyısını köşesini kurcalamakla gidemeyiz.
Ama çoğu için alternatif daha kötü.
Doymak bilmemek sizi bir kapitalist yapmaz,
yani hiçbir zaman bir grup hâlinde hareket etmezler.
Bunlardan birine yakalanırsanız işiniz biter!
Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.
Bu tarantulanın kaçmasını göze alamayız.
Ancak bulgu bile kanıt olmayabilir.
Bugün birbirleriyle savaş hâlinde değiller.
ve kurtulmak için 500 dolarınız olmadığını.
hayatlarımızda fark yaratacak güce sahip olduğumuzu vurgular.
Neden beklenmedik bir şeyde umuzsuzluğa düşelim?
Fakat bu duyarsızlığın bedelini ödeyemeyiz
Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.
Tarantulanın gözetleme düzeneğinden pek bir şey kaçmaz.
Omuza kadar boyları iki metre olduğundan... ...pek engel tanımazlar.
Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.
ve o kadar uzağa bakmamız gerekmiyor.
Önümüzde kaybedecek tek bir sene bile yok.
Benden sonra ismimin yaşaması fikri hiç ilgimi çekmiyor.
Hiçbir zaman para kazanamadılar.
Bu olayı asla unutmadım.
Yinelenen veya kaydedilmiş liste olarak zamanlayıp planladığınız
vizyonun tümü çok kıymetli olmaz.
Düzeni değiştirmek gibi bir gayeleri yok.
Yani bizim kamera sistemimiz aslında bunu doğrudan görüyor.
Elimde bu var. Balığın ise garantisi yok.
Hâlâ yüz metrelik mesafe var. Bunu yapmamın imkânı yok.
Bunu kuramlaştırmak zorunda değilsiniz.
Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.
bu jenerasyonlara kimlerin dahil olduğu konusunda hem fikir değiliz.
Tabii bu uzman cerraha bağlı, ama kendi orada değil.
Fakat bu sizi güvende tutmaz
Diğerleri için ilerleme fikri onları ürpertiyor.
vazgeçmemiz veya teslim olmamız için bir sebep değil.
herkesi dinlemeksizin
hiçbir anlamı olmaz.
...midesini doldurma fırsatına karşı koyamıyor.
Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.