Translation of "‎만든" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "‎만든" in a sentence and their turkish translations:

1,400명이 함께 만든 기적입니다.

yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.

아름다움을 위해 만든 건물이

Ve bu güzellik için binalar yapmak,

독일 물리학자들이 만든 영상입니다.

Bu, bir grup Alman fizikçi tarafından yapılan bir video.

마리 와트의 '담요로 만든 토템폴' 처럼요.

Örneğin, Marie Watt'ın ''Battaniyeden Totem Direği''

이게 모두 네가 트위치를 만든 덕분이야.

ve orada yaptığın her şey için teşekkür ederim.

하지만 그 후에 자신이 만든 이미지를

Ayrıca genellikle bir adım geri çekilip

‎꼭 여분의 부품들로 ‎만든 것처럼 보이는군요

Sanki yedek parçalardan oluşturulmuş gibidir.

저희 연구 그룹에서 만든 이 영화는

Araştırma ekibim tarafından hazırlanan bu görüntü

전 콜롬비아 대학에서 토리 히진 교수가 만든

Columbia'da "düzenleyici odak" adı verilen

이곳은 비공식 도시도, 임시로 만든 도시도 아닙니다.

Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.

임시변통으로 만든 그래플링 훅 같은 거죠 좋아요

Uydurma bir tırmanma çengeline benzedi. Pekâlâ.

제가 만든 등장인물들의 눈을 통해 세상을 살아보려 하고

karakterlerimin gözünden o dünyada yaşamaya çalışmak

누군가의 배경이 되어 서있는 종이상자로 만든 무대장식 말고요.

Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.

대자연은 수면 부족에 대한 안전망을 만든 적이 없고,

O yüzden doğa uykuya karşı bir güvenlik önlemi oluşturmadı

한번도 못들어 보셨다면, 아마 그건 제가 만든 말이기 때문이예요.

Bunu daha önce hiç duymamış olabilirsiniz, çünkü bunu ben uydurdum.

작은 플라스틱 가닥으로 만든 합성섬유 원단이라는 것을 알 수 있죠

küçük plastik ipliklerinin dokunmuş hali olduğunu görebiliriz.

사람들은 그들이 만든 것을 사는게 아니라 그 이유를 사는 겁니다.

İnsanlar ne yaptığını değil neden yaptığını satın alıyor.

모든 요소가 한데 모이니 녀석을 세상에서 가장 위험한 뱀으로 만든 거죠

birleşimi sonucunda ona dünyanın en tehlikeli yılanı diyebiliriz.