Examples of using "이곳은" in a sentence and their turkish translations:
Burası Thame vadimiz.
Avustralya'nın Büyük Set Resifi'nde gecenin bir yarısı.
Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.
Çok sıcak ve ben susadım.
Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.
Bu onları Kırgızistan ve Özbekistan'ın başkentlerine Pekin'den daha da yaklaştırıyor.
Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.
Burası çok sıcak ve ben susadım. Su bulmamız gerekiyor.
Pasifik Okyanusu'nun ücra köşesindeki Palau Takımadaları. Yeni Ay'a üç gün var.
Burası oldukça ürkütücü ve burada olmamız gerektiğinden daha fazla kalmamalıyız.
çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.