Examples of using "Vedeva" in a sentence and their turkish translations:
O, onu uzun bir zamandır görmemişti.
- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.
- O kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.
Fakat Hollywood beni öyle görüyor
O, eve gitmeye istekli.
Uzun süredir onu görmedi.
Tom Mary'ye yıllarca John'u görmediğini söyledi.
O, onunla zaman geçirmeye can atıyordu.
Tom Mary ile öğle yemeği yemek için istekli olduğunu söyledi.
Tom ilk defa Golden Gate köprüsünü görüyordu.
Büyük bir hareket görüp biraz korkuyor, sonra bakıp "Oymuş." diyordu.
Gökyüzünde tek bir yıldız bile görülemedi.
Yoğun sis binaları görünmez yaptı.
Kral, ikna oldu, terzilere kıyafet hazırlamalarını söyledi ama bu malzemeyi de göremedi.
Onu sık görüyor musun?