Examples of using "Vaso" in a sentence and their turkish translations:
O, vazoyu suyla doldurdu.
O bir vazo düşürdü.
Bir vazoyu suyla doldurdum.
Ben cam bir vazo aldım.
Bugün bir vazo kırdım.
Tom vazoyu suyla doldurdu.
Tamam, onu şu kaseye alalım.
Bu vazo kırılgan.
Vazoyu iki elinle tut.
- Masanın üstünde bir vazo vardır.
- Masanın üzerinde vazo var.
Vazoyu kim kırdı?
O kırık vazo onarılamaz.
Bu vazo çok kırılgan.
Tom çiçekleri bir vazoya yerleştirdi.
Vazodaki çiçekler güldür.
Vazoda kaç çiçek var?
- Devenin belini kıran son saman çöpüdür.
- Bardağı taşıran son damla.
Saksıda kırmızı bir gül var.
Antik bir çanak çıkarıldı.
Vazoya daha fazla su koymalısın.
- Vazoyu kıran kişi Tom'dur.
- Tom vazoyu kıran kişidir.
Annem rafa büyük bir vazo koydu.
Bu kırık vazo tamir edilemez.
Tom kilden bir vazo çalışması yaptı.
Ben gerçekten bir kutu solucan açtım, değil mi?
Vazo yere düştü ve parçalandı.
Bu, bardağı taşıran son damla!
Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
Onun kırdığı vazo, halama ait.
Tom vazoyu kıran kişiydi.
Vazoyu güneş ışığı alan bir yere koy.
Tom kapağı açtı ve kavanozu Mary'ye uzattı.
Bob demliği su ile doldurdu.