Examples of using "Tipico" in a sentence and their turkish translations:
Bu tipik.
Bu tipik.
Çok tipik.
O tipik bir işkolik.
Biz geleneksel ekmek pişiririz.
- O tipik bir Japon insanı.
- O tipik bir Japon.
Tom tam tipik bir on üç yaşında.
O tipik bir Japon insanı.
- Bu çok normal.
- Bu çok tipik.
Tom tipik bir İngiliz.
Tom tipik bir gazeteci.
Wombat, Avustralyalı tipik bir hayvandır.
Nazizm Almanya'ya mı özgüydü?
Tom tipik bir Kanadalı adam.
Tom, tipik bir Kanadalı çocuk.
Koala Avustralya'ya özgü bir hayvandır.
Ney'in kısıtlama eksikliğinin tipik bir örneğiydi.
Bu politikacı, tipik bir şampanya sosyalistidir.
Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.
O, tipik bir Japon sitili evde yaşadı.
Şimdi, bu durumda geleneksel tavsiye şu şekilde:
Bizim örneğimiz 605 kişilik standart güçte sefer taburu.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.