Translation of "Straordinario" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Straordinario" in a sentence and their turkish translations:

- Tom era straordinario.
- Tom è stato straordinario.

Tom olağanüstüydü.

- Fenomenale!
- Straordinario!

- Küstah!
- İsabetli!

Sarebbe straordinario.

Bu olağanüstü olurdu.

Questo è straordinario!

Bu sıra dışı bir şey.

Tom è straordinario.

Tom olağanüstü.

Questo è straordinario.

Bu olağanüstü.

- L'iPhone è un telefono cellulare straordinario.
- L'iPhone è un cellulare straordinario.

iPhone olağanüstü bir cep telefonu.

- Tom ha fatto un lavoro straordinario.
- Tom fece un lavoro straordinario.

Tom olağanüstü bir iş yaptı.

- È straordinario.
- È straordinaria.

- Bu sıradışı.
- Bu çok nadir.
- O olağanüstü.
- Bu fevkalade.

- Era straordinario.
- Era straordinaria.

O olağanüstüydü.

- Ho un problema serio e straordinario.
- Io ho un problema serio e straordinario.

Ciddi ve sıradışı bir sorunum var.

- È straordinario.
- È straordinaria.
- Sei straordinario.
- Tu sei straordinario.
- Sei straordinaria.
- Tu sei straordinaria.
- Lei è straordinaria.
- Lei è straordinario.
- Siete straordinari.
- Voi siete straordinari.
- Siete straordinarie.
- Voi siete straordinarie.

Sen olağanüstüsün.

Grazie a questo straordinario adattamento,

Bu olağanüstü adaptasyon sayesinde...

E scoprire un mondo straordinario...

...ve bu olağanüstü dünyayı keşfedebiliyoruz.

Il monte Fuji è straordinario.

Fuji Dağı olağanüstüdür.

Tom è un uomo straordinario.

Tom olağanüstü bir adam.

Questo è un luogo straordinario.

Bu dikkat çekici bir yer.

È stato un anno straordinario.

Bu olağanüstü bir yıldı.

- Mi è successo qualcosa di straordinario stamattina.
- Mi è successo qualcosa di straordinario questa mattina.

Bu sabah bana sıra dışı bir şey oldu.

"Mi ha arricchito, è stato straordinario,

"Bu alışılmışın dışındaydı,

Che palazzo straordinario abbiamo visto ieri!

Dün gördüğümüz ne inanılmaz bir saray!

Tom sta facendo un lavoro straordinario.

Tom sıra dışı iş yapıyor.

- Tom era straordinario.
- Tom era eccezionale.

Tom dikkat çekiciydi.

- Il pianista è dotato di un talento straordinario.
- La pianista è dotata di un talento straordinario.

Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.

Uno straordinario gruppo di ingegneri e operatori.

olağanüstü mühendis ve operatörlerimiz var.

L'uomo maldestro invidiava il suo straordinario talento.

Beceriksiz adam onun olağanüstü yeteneğini kıskandı.

E ti senti sull'orlo di qualcosa di straordinario.

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

- È stato incredibile.
- Era incredibile.
- È stato straordinario.

Şaşırtıcıydı.

È straordinario che riescano a fare cose del genere.

Böyle bir organın bunu başarması cidden mükemmel bir şey.

Duecentocinquanta chilogrammi è un peso straordinario anche per un lottatore di sumo.

İki yüz elli kilo, bir sumo güreşçisi için bile olağanüstü bir ağırlıktır.

- Tom è insolito.
- Tom è diverso dagli altri.
- Tom è straordinario.
- Tom non è comune.

Tom sıradışı.

E se lo avvolse attorno come uno straordinario mantello e poi mi fissò da quello spazietto.

etrafına sararak olağanüstü bir pelerin oluşturdu ve aradaki küçük boşluktan bana baktı.