Translation of "Programmi" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Programmi" in a sentence and their turkish translations:

- Amo i programmi di cucina.
- Io amo i programmi di cucina.

Yemek programlarını severim.

MR: Conduciamo programmi televisivi.

MR: İki televizyon programı sunuyoruz.

- So scrivere programmi in Visual Basic.
- So scrivere dei programmi in Visual Basic.

Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.

I programmi di pulizia delle spiagge

sahil plastik geridönüşüm programları

In scienze, e forse in programmi spaziali.

çerçevesindeki görevlerde görebiliyorlar

Puoi rendere questi programmi molto più grandi.

bu kadar büyük programlar yapabilirsiniz.

Pensavo che avessi dei programmi con Tom.

- Tom'la bir planın olduğunu düşünmüştüm.
- Tom ile bir planın olduğunu düşündüm.

Ma queste idee e programmi sono solo l'inizio.

Ama bu fikir ve programlar sadece bir başlangıç.

- Ubuntu include molti software.
- Ubuntu include molti programmi.

Ubuntu birçok yazılım içeriyor.

Ci sono molti nuovi programmi da guardare questa primavera.

Bu bahar izlenecek birçok yeni program var.

Quali sono i tuoi programmi per il fine settimana?

Hafta sonu planlarınız nedir?

Soffrono ancora di tagli al budget nei programmi d'educazione all'arte?

hâlâ sanat eğitimi programlarında bütçe kısıtlaması yaşıyor?

- Tom sta imparando a scrivere programmi in JavaScript.
- Tom sta imparando a programmare in JavaScript.
- Tom sta imparando a scrivere dei programmi in JavaScript.

Tom JavaScriptte programlar yazmayı öğreniyor.

E quando in TV venivano trasmessi programmi che trattavano della razza,

Irk hakkında programlar televizyonda çıktığı zaman

Se qualcuno mi chiedesse, "Quindi Janet, hai programmi per il 4 di luglio?"

Yani biri bana "Hey Janet, 4 Temmuz için herhangi bir planın var mı?'' diye sorsa

E il nostro obiettivo è sia quello di educare le persone su questi programmi,

Amacımız hem insanları bu program hakkında eğitmek

Nonostante tutti i programmi di cucina che ho guardato, non sono ancora bravo a cucinare.

- Bütün yemek programlarını izlediğim halde hala iyi yemek yapamıyorum.
- Bütün yemek programlarını izlediğim halde hala mutfakta iyi değilim.