Examples of using "Pezzi" in a sentence and their turkish translations:
O, parçalara ayrıldı.
Onu iki parçaya kesin.
...paramparça olmuştu.
...olmuşlar.
Bana üç parça tebeşir ver.
Bu yapboz beş yüz parçadır.
O, mektubu parçaladı.
On baş sığırımız var.
Ben çeşitli kumaş parçaları satın aldım.
yanıp kül olmamıştım.
Kırılan tabağın parçalarını topladı.
Keki beş parçaya böldü.
O, mektubu parçalara ayırdı.
Ekmeği ikiye böldü.
Bize yedek parça gönderiyorlar.
Ekmeği iki parçaya böldük.
Ekmeği iki parçaya böldüler.
Şişe parçalara bölündü.
O, mektubunu parçalara ayırdı.
Tom havuçları doğradı.
beni mahvediyordu.
Tom pastayı ikiye böldü.
Ev tornado tarafından paramparça edildi.
- Yedek parçaları birer birer inceledi.
- Yedek parçaları peş peşe inceledi.
O patatesleri soyar ve parçalara böler.
Masanın üstünde dört parça peynir vardı.
Tom pastayı altı parçaya böldü.
ve sürekli düşme tehlikesi altındayız.
Japon satrancında kaç tane farklı parça var?
Her kişi için iki dilim pizza var.
Bronz heykel, parçalar halinde kırıldı.
doğdukları ülkenin kültürü ile
Biz sadece dünyada daha önce görülmüş yerleri paylaşmıyoruz
Sanki yedek parçalardan oluşturulmuş gibidir.
Tom ekmek kızartma makinesine iki parça ekmek koydu.
bunu yerde kesmek zorunda kaldım ve ülkelerin kötü görünmemesi için büyük bir çaba harcadım.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
Tom ve Mary'nin evliliği dağılmaya başladı.
Her şey iyi giderse, ben günde iki üç adet yapabilirim.
daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi
Küçük kıskaçlarıyla mercan döküntülerini ve yosunları üzerlerine getiriyorlar, kamufle oluyorlar,