Examples of using "Morti" in a sentence and their turkish translations:
Herkes öldü.
Herkes öldü.
Onlar ölmüş olmalı.
Neredeyse herkes ölmüştü.
Onlar öldü mü?
Onlar öldüler.
Şu çiçekler ölmüş.
Bu çiçekler öldü.
- Ölü mü?
- O öldü mü?
- Öldü mü?
- Ölmüş mü?
Ölü ağaçları kesiyordum.
Onlar ölü görünüyorlar.
Onlar ölmüştü.
Senin annen ve baban öldüler.
Özgürlük uğruna öldüler.
Kardeşlerin ikisi de öldü.
Ölü köpekler ısırmaz.
- Kaza birçok ölüme neden oldu.
- Kaza çok sayıda ölümlere neden oldu.
Onlar birbiri ardına öldüler.
Ebeveynlerim öldü.
Bizim tanrılarımız öldü.
İki erkek kardeş öldü.
Onların hepsi öldü.
Onlar ölü bulundular.
Onlar ölü değiller.
Onlar zaten öldüler.
Cannon'a göre lanetli ölümler
ve bu karton kutunun içinde üç tane ölü kedi yavrusu vardı,
Onun anne ve babası öldü.
Yolculuktan sonra, kendimizi çok yorgun hissettik.
Nasıl öldüler?
Tom'un ebeveynleri öldü.
Müslümanlar ölülerini mezarlara gömerler.
Hem Tom'un hem de Mary'nin öldüğünü düşündüm.
O adamlar öldü.
Babam ve annem öldü.
Askerler öldüler.
Atlarımdan biri dün öldü.
Üç hasta dün gece öldü.
- Hem Tom hem de Mary kazada öldüler.
- Tom ve Mary ikisinde de kazada öldü
Tom'un ebeveynlerinin iksi de ölü.
Tom ve Mary ikisi de dün öldü.
Tom ve ben henüz ölmedik.
- Birçok balık öldü.
- Bir sürü balık öldü.
Biz henüz ölmedik.
Bir defa öldüğümüzde artık ölmüyoruz.
Onlar genç öldü.
Hem büyükbabam hem de büyükannem öldü.
Onlar muhtemelen zaten ölü.
İkinci Dünya Savaşı'nda kaç asker öldü?
Ebeveynlerimin her ikisi de öldü.
Kim bizi ölü ister?
Kim onları ölü ister?
Müslümanlar ölülerini mezarlara gömerler.
Tekne battı ve herkes öldü.
- Burada bir sürü asker öldü.
- Bir sürü asker burada öldü.
Her iki asker öldü.
İki erkek kardeş öldü.
Tom ölülerle iletişim kurabileceğini söylüyor.
Neredeyse açlıktan ölüyorduk.
Otuz yıl içinde hepimiz öleceğiz.
Dinozorların nasıl öldüklerini duyduk.
ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen ölümlerin neredeyse yarısı
Savaş alanı ölü ve yaralılarla doluydu.
Ebeveynleri ölü olan bir çocuğa bir yetim denilir.
Muhtemelen yakında hepimiz ölmüş olacağız.
Bizi bulurlarsa biz öldük.
Tüm arkadaşlarım ve ailem öldü.
Savaş alanı ölülerle ve ölenlerle doluydu.
Onun ebeveynlerinin her ikisi de öldüler.
Güneş olmasaydı, bütün hayvanlar ölmüş olurdu.
Çocuklarımın üçü öldü.
Her iki adam da aniden öldü.
- Birçok erkek denizde öldü.
- Birçok insan denizde öldü.
Doğum ve ölüm oranları neredeyse eşitti.
Bahçedeki tüm çiçekler susuzluktan öldü.
Rehineler yiyecekten yoksun oldukları için açlıktan öldüler.
Onların hepsi öldü.
Sonunda hepimiz öleceğiz.
Sırp savaşı iki tarafta da 200 bin kayba sebep açmıştır.
Çiçekler susuzluktan soldu.
Her iki anne-babanın da öldüğünde çocuklar ne olacak?
- Hayvanlar birbiri ardına öldü.
- Hayvanlar birbiri ardına öldüler.
- Kaza birçok ölüme neden oldu.
- Kaza çok sayıda ölümlere neden oldu.
Birçok partizanlar o savaşta öldü.
Tom ve Mary çocuksuz öldüler.
İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
Sen öldün.
50'den az yolcu öldü.
Tren raydan çıktı ve yaklaşık otuz yolcu ya öldü ya da yaralandı.
Köpekler sıcak aracın içinde öldüler.
Onlar, rutin bir test sırasında, yakın bir yardımla yerde öldüler.
- Onlar savaşta öldüler.
- Onlar çatışmada öldüler.
- Çatışmada öldüler.
Tom'un her iki oğlu da savaşta öldü.
- Ölen oğlanlardan birinin adı Tom'du.
- Ölen çocuklardan birinin adı Tom'du.
Her iki oğlu da savaşta öldü.
Tom'un anne ve babası bir kazada öldü.