Examples of using "Mezzogiorno" in a sentence and their turkish translations:
- Öğleye kadar dönmelisin.
- Öğleye kadar dönmen gerekiyor.
- Bizim gün ortasında öğle yemeğimiz var.
- Biz gün ortasında öğle yemeği yiyoruz.
O, öğleyin gelir.
Biz öğlen civarında öğle yemeği yiyoruz.
O, öğleyin gelecek.
Öğle vakti.
Ben öğleyin uyandım.
Seni almak için öğleyin geleceğim.
Ben öğlene kadar bekleyeceğim.
O öğleyin uyanır.
Öğlene kadar burada olacağım.
Neredeyse öğle idi.
Neredeyse öğlen oldu.
O öğle civarında gelecek.
Ben öğle yemeğini öğleyin yerim.
Tom'un öğleyin gelmesi bekleniyor.
Öğleye kadar bu işi bitirtmelisin.
Öğleden beri ara sıra yağmur yağıyor.
Biz genellikle, öğlenleyin öğle yemeği yeriz.
Öğleden önce içki içmem.
Öğleye kadar evde olacağım.
Tom öğleden az sonra geldi.
İşimize öğleyin başladık.
Biz öğleden önce oraya vardık.
Öğleye kadar onların uyumasına izin verdim.
Onlar öğle zamanı Morioka'ya varmış olacaklar.
Öğleye kadar kalırım.
Öğle yemeği öğle saatlerinde servis edilir.
Öğleye kadar onun uyumasına izin verdim.
Öğleye kadar onun uyumasına izin verdim.
Öğleye kadar uyuyacağını düşünüyordum.
Öğlenleyin kız kardeşimle birlikte yemek yiyorum.
Öğleyin çalışmayı bıraktık.
Tom genellikle öğleye yakın uyanır.
Öğleyin arkadaşlarımla birlikte öğle yemeği yerim.
Zil öğle saatinde çalar.
Gemi öğleyin hareket edecektir.
Öğle civarında yağmur yağabilir.
Saat zaten öğleyi vurdu.
Öğle yemeği öğleyin.
Etkinlik öğleyin başlar.
Gün ortası. İnsanlar öğle yemeği yiyorlar.
Tom'un vardiyası öğlen başlıyor.
Tom'un vardiyası öğlen 12'de başlıyor.
Öğleye kadar tepenin zirvesine varırız.
Tom'un öğlene kadar uyuduğunu sanıyordum.
Dün öğleye kadar evdeydim.
Sanırım öğleden önce oraya varacağız.
Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.
Öğleye kadar oraya varmak imkansız.
Onlar 12:00'de ziyafet verdiler.
Tom her gün öğleyin öğle yemeği yer.
Bugün öğleye kadar uyudum.
Neredeyse öğle oldu ve o hâlâ yatakta.
O, bana öğleyin burada olmamı söyledi.
Tom öğleden önce buraya vardı.
Benim öğleden önce Boston'a varmam gerekir.
Ama öğlen, kesinlikle bir yaratıcı olmanız gerekir.
Okul Cumartesi günleri öğleden önce biter.
Öğleyin mi yoksa daha sonra mı kar yağışı başlayacak?
Bizim on ikiden bire kadar öğle yemeği için bir saatlik bir molamız var.
Tom öğleden biraz önce uyandı.
Öğrencilerin öğlen yemeği zamanı saat on ikiden saat bire kadardır.
Tom her zaman pazar günleri öğleye kadar yatakta kalır.
Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.