Translation of "Marie" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Marie" in a sentence and their turkish translations:

- Marie giocava.
- Marie suonava.

Marie oynadı.

- Marie giocava bene.
- Marie suonava bene.

Marie iyi oynuyordu.

- Marie sa ballare?
- Marie sa danzare?

Mary dans etmeyi biliyor mu?

- Marie dimora qui.
- Marie dimora qua.

Mary burada yaşıyor.

- Cosa vende Marie?
- Che cosa vende Marie?

Mary ne satıyor?

- Cos'ha detto Marie?
- Che cos'ha detto Marie?

Mary ne dedi?

Marie mentiva.

Mary yalan söyledi.

Marie sognava.

Mary rüya görüyordu.

Marie svenne.

Mary bayıldı.

Marie mangia.

- Mary yiyor.
- Mary yer.

- Questa macchina appartiene a Marie.
- Quest'auto appartiene a Marie.
- Quest'automobile appartiene a Marie.

Bu araba Mary'ye ait.

- Marie ha ammesso la sconfitta.
- Marie ammise la sconfitta.

Marie yenilgiyi kabul etti.

Tom abbraccia Marie.

Tom Marie'yi kucaklıyor.

Marie ha ragione.

Mary haklı.

Marie si spogliava.

Mary soyunuyordu.

Marie si calmò.

Mary sakinleşiyordu.

Marie viene tardi.

Mary geç geliyor.

Marie mi mente.

Mary bana yalan söylüyor.

Marie lo nega?

Mary bunu inkar mı ediyor?

Marie è strabica.

Mary şaşı bakıyor.

Marie si nascondeva.

Mary saklanıyordu.

Marie adora cantare.

Marie şarkı söylemeye bayılıyor.

- Tom si è lasciato con Marie.
- Tom si lasciò con Marie.

Tom Marie ile ilişkiyi bitirdi.

- Marie può fidarsi di Tom.
- Marie si può fidare di Tom.

Marie, Tom'a güvenebilir.

Marie non perde tempo.

Mary boşa zaman harcamaz.

Marie è a Boston.

Maria Boston'da.

Marie apre la finestra.

Marie pencereyi açıyor.

Marie non aveva sete.

Marie susamış değildi.

Marie ti richiamerà immediatamente.

Mary seni hemen aramak zorunda.

Marie aveva un gatto.

Marie'nin bir kedisi vardı.

Marie non è pronta.

Marie hazır değil.

Marie è di sinistra.

- Mary solcudur.
- Mary sol kanatta oynuyor.

- Marie ha ammesso che era una prostituta.
- Marie ha ammesso che lei era una prostituta.
- Marie ammise che era una prostituta.
- Marie ammise che lei era una prostituta.

Marie bir fahişe olduğunu itiraf etti.

Marie è una studentessa ingenua.

- Mary temiz kalpli bir öğrencidir.
- Mary saf bir öğrencidir.

Marie studia nella sua camera.

Maria odasında çalışıyor.

Marie non farà i letti.

Marie yatakları toplamayacak.

Marie riordinava la sua camera.

Mary odasını düzenliyordu.

Marie ristrutturava le case vecchie.

Mary eski evleri onarırdı.

Marie ha ristrutturato una casa.

Mary bir evi onardı.

- Marie ha guidato.
- Guidava Mary.

Mary araba sürdü.

Marie è arrivata in macchina,

Mary arabayla geldi.

Marie mi sta nascondendo qualcosa.

Mary benden bir şey saklıyor.

Marie non compra del pane.

Mary ekmek satın almaz.

- Tom ha ringraziato Marie per il suo regalo.
- Tom ringraziò Marie per il suo regalo.

Tom hediyesi için Marie'ye teşekkür etti.

Marie lavora come insegnante a scuola.

Marie okulda öğretmen olarak çalışıyor.

Marie Curie era polacca, non francese.

Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.

A Marie piace accontentare suo marito.

Mary kocasını memnun etmeyi sever.

Stasera andiamo a cena da Marie.

Bu akşam Mary'nin evinde yemek yiyeceğiz.

- Vorrei parlare con la signorina Marie, per favore.
- Vorrei parlare con la signorina Marie, per piacere.

Bayan Marie ile konuşmak istiyorum, lütfen.

Marie non accompagna i bambini a scuola.

Mary okula giden çocuklara eşlik etmez.

Marie insegnava il russo ai suoi figli.

Mary, çocuklarına Rusça öğretiyordu.

Jane ha passato del tempo con Marie.

Jane, Marie ile biraz zaman geçirdi.

Tom e Marie sono entrambi degli insegnanti.

Tom ve Mary ikisi de öğretmen.

Tom è un buon amico di Marie.

Tom, Marie'nin iyi bir arkadaşıdır.

Marie crede nella vita prima della morte.

Marie ölümden önceki hayata inanmaktadır.

A Marie non è piaciuto quel gioco.

Marie o oyunu sevmedi.

Come la torre di coperte di Marie Watts.

Örneğin, Marie Watt'ın ''Battaniyeden Totem Direği''

La sorella di Marie è timida e maldestra.

Mary'nin kız kardeşi utangaç ve sakardır.

Marie non accendeva delle candele nella sua camera.

Mary odasında herhangi bir mum yakmadı.

Marie non accende delle candele nella sua camera.

Mary odasındaki mumları yakmaz.

- Marie era d'accordo.
- Mary ha acconsentito.
- Mary acconsentì.

Mary kabul etti.

In realtà Marie Curie è polacca, non francese.

Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.

Marie ha preso l'ascensore per il terzo piano.

Mary üçüncü kata çıkmak için asansörü kullandı.

Marie è riuscita a fuggire da una finestra.

Mary bir camdan kaçmayı başardı.

Marie è saltata nel fiume da una finestra.

Marie pencereden nehre atladı.

È stata Marie Curie ad aver scoperto il radio.

Radyumu keşfeden Marie Curie idi.

- Maria è una studentessa ingenua.
- Marie è un'ingenua studentessa.

Marie saf bir öğrenci.

Marie Walewska divenne l'amante di Napoleone per promuovere questa causa.

Bu sebepten ötürü Marie Walewska Napolyon'un metresi oldu.

Marie ha trovato il libro che ha cercato a lungo.

Marie uzun süredir aradığı kitabı buldu.

- Marie non legge libri in inglese.
- Mary non legge nessun libro in inglese.

Onlar bir fincan kahve içtiler.