Examples of using "Vende" in a sentence and their turkish translations:
O kitap satıyor.
O kitap satıyor.
Tom araba satıyor.
O viski satıyor.
O araba satar.
O meyve satıyor.
O, çiçek satar.
O sebze satar.
O ayakkabı satıyor.
O ayakkabı satıyor.
O sebze satar.
O ne satıyor?
O radyolar satar.
O meyve satıyor.
Tom sebze satıyor.
O, Fransa'da araba satıyor.
Tom ne satıyor?
Mary ne satıyor?
Bize kâğıt satıyor.
O bize giysiler satar.
O, deniz kabukları satar.
O, konserlerde uyuşturucu satıyor.
Seks satar.
Tom gübre satar.
Bunu kim satıyor?
Tom ayakkabı satar.
Mary ayakkabı satıyor.
Tom kahve satıyor.
Tom bilgisayar satar.
Tom gazete satıyor.
Bu dükkan sebze satar.
Bu dergi iyi satıyor.
Bu dükkan eski kitap satar.
O, Chelsea'de deniz kabukları satıyor.
Bu kitap çok iyi satıyor.
İbaan Market sebze satar.
Bu bakkal sadece organik gıda satıyor.
O mağaza et ve balık satar.
O dükkân gazete ve dergi satar.
O mağaza erkek giysisi satar.
Bu gazete gittikçe daha az kopya satıyor.
Tom eski paraları alır ve satar.
Dükkân sebze satıyor.
Bu dükkânda likör satılmaz.
Kasap etin çeşitli kesimlerini satar.
Onun kitapları milyonlarca kopya satar.
Dükkan her türde ürünler satar.
Köşedeki mağaza ucuz güneş gözlükleri satıyor.
Bu kitap bu günlerde iyi satıyor.
Bu dükkan her türde ürün satar.
Bu mağazada kadın elbisesi satılmıyor.
Fransızca gazeteler satar mısın?
Sadece elbise mi satıyorsunuz?
Bir tüccar malları alan ve satan bir kişidir.
Onların çoğunu satıyor musun?
Sen bize balık sat.
- Sol el makası satıyor musunuz?
- Solak makası satıyor musunuz?
- Niye satmıyorsun ki?
- Sat gitsin ya.
Günde kaç tane sosisli sandviç satıyorsunuz?
Dükkanında ne tür eşyalar satıyorsun?