Examples of using "Mare" in a sentence and their turkish translations:
Otel deniz kenarındadır.
Deniz mavidir.
O, denize gitmek istedi.
O, denizden korkar.
Biz yazın deniz kenarına gideriz.
O, deniz kabukları satar.
- Denize yakın yaşadık.
- Denize yakın oturduk.
O, denize doğru yürüyordu.
Bill denizin yanında yaşıyor.
Şu göl denize benziyor.
Denizde adalar var.
O, denize çıplak daldı.
O yüzmek için denize gitti.
- Saatlerce denize baktım.
- Saatlerce denizi seyrettim.
Kuşlar denizi geçti.
O, yüzünü denize doğru döndü.
Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var
Denizde yüzmeyi severim.
Önümüzdeki yıl denize gideceğim.
Dağları denizi sevdiğimden daha çok severim.
Ben her gün denizde yüzerim.
- Birçok erkek denizde öldü.
- Birçok insan denizde öldü.
Onun deniz kenarında bir evi var.
Geceleri deniz...
Deniz kızgın.
Deniz sakindi.
Biz denizde yüzdük.
Deniz göründü.
Bazı çocuklar denizde yüzüyor.
Denizde yüzmeye gittik.
Hiç deniz kestanesi yedin mi?
Denizde yüzerken dikkatli olmalısın.
Buradan deniz ne kadar uzaklıkta?
O, Chelsea'de deniz kabukları satıyor.
Burada deniz seviyesindeyiz.
O, deniz ürünlerini seviyor.
O, deniz ürünlerini seviyor.
- Denizi hiç görmedim.
- Ben hiç deniz görmedim.
Deniz çok geniş.
Denizde yüzmek eğlenceli.
Tatilimizi deniz kenarında geçirdik.
Bize bir sürü resim gönderin!
Deniz çok derin.
Beni deniz tutar.
Balık denizde yaşar.
Deniz çok düzdü.
Mallar deniz yoluyla gelir.
Deniz berrak değil.
Bu devede bir kulak.
Denizde adalar vardı.
Balık denizdedir.
Birçok nehir denize akar.
Yazın sık sık plajda yüzmeye giderim.
Ben hiç kırmızı bir deniz görmedim.
O, denizin hemen yakınında yaşıyor.
Okinawa etrafındaki sıcak denizi seviyorum.
İlki deniz seviyesi yükselmesi.
Deniz sakinlikten uzak.
Betty dün denize gitti.
Nehir denize doğru akmaktadır.
Denizde bir sürü balık var.
Mary bir deniz kestanesidir.
Ermenistan'da deniz yoktur.
Deniz köpek balıklarıyla istila edilmiş.
Deniz beyaz köpüklüydü.
Denizde balıklar var.
Denizi ve nehri görebiliyorum.
Denizden gelen rüzgarlar nemlidir.
Tatilimi sahilde geçiriyorum.
Bu kanal denize açılır.
Bu güzel bir sahil kasabası.
Deniz ürünleri yedin mi? Diyelim ki, kabuklu deniz hayvanı.
Geçen yıl, o, denizde üç ay geçirdi.
Bir kadın, gemiden denize düştü.
- Evim denize bakıyor.
- Evim full deniz manzaralı.
O bir sahil restoranda garsondur.
mezgit balığı stoğunun büyüklüğünü
Kaya tırmanışçılarından dalgıçlara..
Ve bu da benim denizin üstündeki ofisim.
Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.
Sağ tarafınızda denizi görebilirsiniz.
Lizbon'a en iyi yaklaşım deniz yoluyladır.
Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.
İrlanda ve İngiltere deniz ile ayrılır.
Otelimiz kıyıya bakar.
- Tom'un deniz ürünlerine alerjisi vardır.
- Tom'un deniz ürünlerine karşı alerjisi var.
Mavi gök, denize yansıyor.
Arktik denizindeki buz tabakası yok oluyor.
Tom deniz ürünlerini sever.
Onlar deniz ürünlerini seviyorlar.
Deniz yakını her zaman rüzgarlıdır.
Gemi denizin merhametindeydi.
O sokak çocuklarından hoşlanmıyorum.
Bu kokteyl bir deniz kestanesi içerir.
Evim deniz kenarında.
Dağ deniz seviyesinden 5000 metre yüksekte.
Biz onun arabasına bindik ve denize gittik.
Göçmenler kıtadan Japon denizini geçti.
Tom'un birçok zorluk içinde olduğunu biliyorum.
Buradaki adam bir dalgıç.