Translation of "Falò" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Falò" in a sentence and their turkish translations:

- Dobbiamo costruire un falò.
- Noi dobbiamo costruire un falò.
- Dobbiamo accendere un falò.

Bir ateş yakmalıyız.

Potremmo accendere un falò.

Belki bir ateş yakabiliriz

Potremmo accendere un piccolo falò,

Belki bir ateş yakabiliriz

Sento l'elicottero. Dobbiamo solo raggiungere il falò.

Helikopteri duyabiliyorum. İşaret ateşine ulaşmamız gerek.

Questi giochi sono come un falò condiviso.

Oyunlar, kamp ateşi gibidir.

Abbiamo montato la tenda e acceso un falò.

Biz çadırımızı kurduk ve bir kamp ateşi yaktık.

Ma se facciamo un bel falò, servirà da deterrente.

Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.

Ecco la prima cosa. Poi faremo un piccolo falò.

İlk yapacağımız bu. Sonra küçük bir ateş yakacağız.

È il momento di raccogliersi attorno a un falò virtuale,

Şimdi; takımınızla, ailenizle, sevdiklerinizle,

Ma penso che un bel falò sarebbe un buon deterrente.

Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.

E posso infilare la mano qua sotto per accendere il falò.

Alt kısma ulaşabilirsem... Oradan yakacağım!