Translation of "Dopodomani" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Dopodomani" in a sentence and their turkish translations:

- Vieni dopodomani.
- Venite dopodomani.
- Venga dopodomani.

Yarından sonraki gün gel.

- Hai tempo dopodomani?
- Ha tempo dopodomani?
- Avete tempo dopodomani?

Ertesi gün zamanın var mı?

- Vorrei parlarti dopodomani.
- Vorrei parlarvi dopodomani.
- Vorrei parlarle dopodomani.

Öbür gün seninle konuşmak istiyorum.

- Parto dopodomani.
- Io parto dopodomani.
- Me ne vado dopodomani.
- Io me ne vado dopodomani.

Yarından sonra ayrılıyorum.

- Vieni a trovarmi dopodomani.
- Venite a trovarmi dopodomani.
- Venga a trovarmi dopodomani.

Ertesi gün beni görmeye gel.

- Raggiungerà Kyoto dopodomani.
- Lui raggiungerà Kyoto dopodomani.

Ertesi gün Kyoto'ya varacak.

- Resterò fino a dopodomani.
- Io resterò fino a dopodomani.
- Rimarrò fino a dopodomani.
- Io rimarrò fino a dopodomani.

Yarından sonraki güne kadar kalacağım.

E dopodomani?

Peki, yarından sonraki gün için ne düşünüyorsunuz?

Vieni dopodomani.

Yarından sonraki gün gel.

Incontriamoci dopodomani.

Ertesi günü buluşalım.

- La scuola inizia dopodomani.
- La scuola comincia dopodomani.

Okul ertesi gün başlar.

- Tornerò in Australia dopodomani.
- Io tornerò in Australia dopodomani.

Öbür gün Avustralya'ya döneceğim.

Tom partirà dopodomani.

Tom yarından sonra terk edecek.

- Devi finire questi compiti entro dopodomani.
- Deve finire questi compiti entro dopodomani.
- Dovete finire questi compiti entro dopodomani.

Öbür güne kadar bu ev ödevini bitirtmelisin.

Vieni a trovarmi dopodomani.

Ertesi gün beni görmeye gel.

Tornerò in Australia dopodomani.

Öbür gün Avustralya'ya geri geleceğim.

Yumi parte per Osaka dopodomani.

Öbür gün Yumi Osaka'ya hareket ediyor.

Dopodomani è il suo compleanno.

- Doğum günü yarın değil öbür gün.
- Yarın değil öbür gün onun doğum günü.

- Dice che deve andare a Vienna dopodomani.
- Lui dice che deve andare a Vienna dopodomani.

O yarından sonraki gün Viyana'ya gitmek zorunda.

Se dopodomani piove, rimarrò a casa.

Öbür gün yağmur yağarsa evde kalacağım.

Devo finire il mio lavoro per dopodomani.

Öbür güne kadar işimi yaptırmalıyım.