Translation of "Brutale" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Brutale" in a sentence and their turkish translations:

- È brutale.
- Lui è brutale.

O acımasız.

Sarà brutale.

Bu acımasız olacak.

È brutale.

Bu acımasız.

È un luogo spietato e brutale.

Aşağısı çok acımasız ve affedici olmayan bir yer.

Dobbiamo sopravvivere a questo clima brutale sino a domattina,

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak

Dobbiamo sopravvivere a questo clima brutale fino a domattina,

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak,

Finora le tue scelte mi hanno fatto sopravvivere in questo brutale deserto,

Şimdiye kadar zekice seçimleriniz bu acımasız çölde hayatta kalmamı sağladı

Nella brutale battaglia invernale di Eylau, le sue truppe si tenevano al centro della linea.

Eylau'daki acımasız kış savaşında askerleri hattın merkezini tuttu.

L'unità entrò in azione contro i prussiani nel 1793: in un brutale battesimo di fuoco, metà

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,