Translation of "Verset" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Verset" in a sentence and their turkish translations:

Tom verset memorizál.

Tom bir şiir ezberliyor.

Verset akarok írni.

Ben bir şiir yazmak istiyorum.

Szabadidőmben verset írok.

Boş zamanımda şiir yazarım.

Megtanultam a verset.

Şiiri ezberledim.

Megtanultátok a verset kívülről?

Şiiri ezberledin mi?

Olvastál-e már kínai verset?

Hiç Çin şiiri okudun mu?

Mindnyájan megtanultuk a verset kívülről.

Hepimiz şiiri ezberledik.

Ki írta ezt a verset?

Bu şiir kim tarafından yazıldı?

Nem értem ezt a verset.

Bu şiiri anlamıyorum.

- Nehéz lefordítani egy idegen nyelven írt verset.
- Nehéz egy idegen nyelven írt verset lefordítani.

Yabancı bir dilde yazılmış bir şiiri çevirmek zordur.

Az univerzum már megírta a verset,

Yazmayı planladığın şiiri

Néhány verset lefordított Yoko japánról angolra.

Yoko bazı şiirleri Japoncadan İngilizceye çevirdi.

Jövő hétre tanuljátok meg a verset.

Gelecek haftaya kadar şiiri ezberle.

Lefordítottam a verset, ahogy csak tudtam.

Şiiri elinden geldiğinden iyi çevirdim.

Tudod, hogy ki írta ezt a verset?

Bu şiiri kimin yazdığını biliyor musun?

Ezt a verset egy névtelen költő írta.

Bu şiir adı bilinmeyen bir şair tarafından yazılmıştır.

Egy órába telt, mire megtanultam a verset kívülről.

Şiiri ezberlemek bir saatimi aldı.

Megmondták a diákoknak, hogy tanulják meg a verset kívülről.

Öğrencilere şiiri ezbere öğrenmeleri söylendi.

Addig nem tudod igazán értékelni a verset, amíg nem olvastad el többször.

Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın.

Mert olyan gakran hallottam, most már könyv nélkül el tudom mondani a verset.

Onu çok sık duyduğum için şimdi şiiri ezbere okuyabilirim.

- Nem könnyű egy verset idegen nyelvre fordítani.
- Nem könnyű egy költeményt idegen nyelvre fordítani.

Yabancı dildeki bir şiiri çevirmek kolay değildir.

Tom még mindig el tud szavalni egy olyan verset, amelyet tizenhárom éves korában írt.

Tom on üç yaşındayken yazdığı bir şiiri hala ezbere okuyabiliyor.