Examples of using "Leginkább" in a sentence and their turkish translations:
Ama her şeyden çok,
En çok seni seviyorum.
En çok hangi web tarayıcısını seviyorsun?
En çok hangisini seviyorsunuz?
Şu hayatta en güvendiğin kişi kim?
Çoğu özelliğimiz ortak.
En çok ihtiyacım olan şey, umuttu.
O an beni en çok etkileyen şey,
Beni aslında en çok şaşırtan günde kaç saat uyuduğuydu.
Bugünse, en dijital topluluk olarak anılıyoruz.
Şimdi, bu yasaların çoğu Orta Amerikalı kişileri
ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.
Bu dinamikler New Orleans'dan Nairobi'ye kadar fakirlik koşullarında
Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.
düşünce ve öğrenme alışkanlıklarını aşılamak,
En çok neyden korkuyorsun?
Kayda değer bir şey yaptığınız ve en önemli olan şeyler onlar.
Tecrübesini konuşturarak bir av indirmesi en büyük ümitleri.
Önemli olan şu andır, geçmiş değil.
En dönüşümsel olan prensiplerden bir diğeri ise,
Klasik edebiyatla çok ilgileniyorum.
Friedland muharebesi Napolyon'un kariyerindeki en kati zaferlerinden birisidir
Bu kitabı her şeyden fazla seviyorum.
En çok hangi mevsimi seversin?