Examples of using "Kedves" in a sentence and their turkish translations:
- O kibardır.
- Naziktir.
O naziktir.
O iyi mi?
Çocuk naziktir.
Tom hoş.
O nazik bir insandır.
Çok naziksiniz.
Çok naziksiniz.
Sevgili arkadaşlar,
O, ona karşı naziktir.
O kibar bir insan.
Nazik ol.
O güzel.
Sen naziksin.
Tom naziktir.
Benim canım arkadaşım!
O sevimlidir.
Bu nazik ve anlayışlı adam
Tommy sevimli bir adam.
O, yeterince nazikti.
O herkese karşı kibardı.
Tom her zaman herkese karşı nazik.
Güzel olmaya çalışıyordum.
Tom nazikti.
Ne güzel bir adam!
Çok naziksin.
Mary hoş bir kız.
Siz hoş arkadaşlarsınız.
Çok kibarsın.
Ne kadar güzelsiniz!
Kate ne kadar nazik!
O, ona karşı nazik değildir.
Sevgili yoldaşlar, politikada
İyidir, kibardır, hassastır ve korumacıdır,
Sen bana karşı çok fazla naziksin.
Sesi kibar ve sıcaktır.
Seni güzel bir kızla tanıştıracağım.
- Kibar ol.
- Nazik ol.
Bazen çok tatlısın.
Tom hoştu.
O gerçekten güzeldi.
Babam çok iyidir.
- Ne kadar hoş!
- Ne şirin!
Ben sadece nazik olmaya çalışıyorum.
Öyle söylediğiniz için naziksiniz.
Tom çok hoş bir oğlan.
Hoş sözlerin için teşekkürler.
Tom kibar bir adam.
Ebeveynlerine karşı nazik ol.
Bana karşı çok naziksiniz.
Tom Mary'ye karşı kibardı.
Seni hoş bir kızla tanıştıracağım.
Tom sevimli değildi.
O bugün çok nazik.
Beni davet ettiğin için çok naziksin.
Beni davet ettiğiniz için çok naziksiniz.
Çocuklara iyi davran.
Bildiğim kadarıyla, o nazik.
Nasıl bir insan bunu yapar ki?
Güzel bir çocuk Kate'le konuştu.
O çok güzel değil, değil mi?
Pencereyi açar mısın?
Lütfen tabloyu siler misin?
Tom çok güzel bir çocuk.
Gelmen güzeldi.
Tom gerçekten hoş bir adam.
Nezaket, merak, empati, bir vizyon.
Bu gerçekten güzel!
Günaydın, sevgilim.
Tom bana çok hoş bir teşekkür notu gönderdi.
Kibar olmaya çalışmaktan vazgeç.
Tom Mary'nin tüm arkadaşlarına karşı nazikti.
Herkese nazik olun.
Beni görmeye gelmeniz büyük incelik.
Komşum güzel şişman bir kadın.
Lütfen ışığı kapat.
Sevgili Noel Baba: Noel için bir kız arkadaş istiyorum.
Tom her zaman bana karşı çok nazikti.
Cadılar Bayramı kostümün korkutucu mu yoksa sevimli mi?
Onun nezaket ve alçak gönüllülüğünden bahsetti.
"Çok kibarsın" diye Willie yanıtladı.
Bana bir şemsiye ödünç verdiğiniz için çok naziktiniz.
Ya geçmişte iyi biri olamamışsam?
Manav müşterilerine karşı çok nazik.
Bana kasabayı gezdirecek kadar kibardı.
- Neden biraz kibar davranmıyorsun?
- Biraz iyi davransan ölür müsün?
Bana bir iyilik yapar mısın?
Tom yakışıklı ve kibar bir adamdı.
Neden bir kez olsun kibar olamıyorsun?
Canım, saat 11.00'de iş için beni uyandırmayı unutma.
Oh sevgili çocukluğum, bütün kalbimle senin için uzun zamandır bekliyorum!
Oğlan bize etrafı gösterecek nezakete sahipti.
Ona bir miktar ödünç para vermen büyük nezaketti.
Kitabını bana ödünç vermeyi lütfeder misin?
Lütfen benimle gelir misin?