Examples of using "Közeli" in a sentence and their turkish translations:
- Civardaki şehirde yaşıyorum.
- Çevre ilde yaşıyorum.
Hiç yakın arkadaşım yok.
Kaç tane yakın arkadaşın var?
Biz çok yakın arkadaşız.
Tom, Mary'nin yakın arkadaşlarından biridir.
Bana asansöre yakın bir oda ver.
Tom ve Mary yakın akrabadırlar.
Tom buraya yakın bir hastanede çalışır.
Tom yıllardır benim yakın bir arkadaşım.
tüm zamanların en düşük seviyesinde.
Tom saçını tıraş ettirmek için, hastanenin yakınındaki berbere gitti.
Tom ve Ken asla yakın arkadaş olmadı.
boş bir ofis köşesine kurduğumuz çiftlik.
İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.
Yakındaki akarsulardan su almak için yürürdük.
Tom ve Mary hiç yakın arkadaş olmadı.
Kilisenin yakından çan sesini duyabiliyorduk.
Sanatçılar konserden sonra yakındaki bir restoranda bir parti ile kutlama yaptılar.
Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.
Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.
ES: İşte buradayım, yakın dostlarımdan yaklaşık 1000 tanesiyle TED'de
Tom benim çok samimi bir arkadaşımdır.
Tiyatronun dizaynı, seyircilerin oyuncularla daha yakınlaşıp, özel bir bağ kurmalarını mümkün kıldı.