Translation of "Barátja" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Barátja" in a sentence and their turkish translations:

Mindenki barátja - senki barátja.

Herkes için bir arkadaş hiç kimse için bir arkadaştır.

A barátja énekes.

Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.

Kevés barátja van.

Onun az sayıda arkadaşı var.

Van néhány barátja.

Onun birkaç arkadaş var.

Sok barátja van.

Onun epeyce arkadaşı var.

Ő a barátja.

O, onun arkadaşıdır.

Tomi Mária barátja.

- Tom, Mary'nin arkadaşıdır.
- Tom, Mary'nin bir arkadaşıdır.

A nővérem barátja.

- O kız kardeşimin arkadaşıdır.
- O benim ablamın arkadaşı.

Nincs sok barátja.

Onun çok arkadaşı yok.

Sok barátja van itt.

Onun burada bir sürü arkadaşları var.

Billnek sok barátja van.

Bill'in birçok arkadaşı var.

Tamásnak sok barátja van.

Tom'un çok sayıda arkadaşı var.

Tamás az egyik barátja.

Tom onun bir arkadaşıdır.

Tamásnak sok barátja volt.

Tom'un birçok arkadaşı vardı.

Róbert egyik barátja vagyok.

Ben Robert'in bir arkadaşıyım.

Annának sok barátja van.

Ann'in birçok arkadaşı var.

Tom barátja vagy, ugye?

Sen Tom'un arkadaşısın, değil mi?

Szerelmes a barátja fivérébe.

Arkadaşının erkek kardeşine âşık oldu.

Te Tom barátja vagy?

Tom'un bir arkadaşı mısın?

Tom a mieink barátja.

Tom bizim bir arkadaşımızdır.

Kinek a barátja vagy?

- Kimin arkadaşısın?
- Kimin arkadaşısınız?

Még sohasem volt barátja.

Bir erkek arkadaşı olmadı.

A barátja akarok lenni.

Onun arkadaşı olmak istiyorum.

Ő egy jó barátja.

O, onun iyi arkadaşıdır.

Tom Mary barátja lett.

Tom, Mary'nin arkadaşı oldu.

Túl sok barátja van.

Onun birçok arkadaşı var.

Ő kinek a barátja?

O kimin arkadaşı?

Tamásnak kevés barátja van.

Tom'un az arkadaşı var.

Tomnak török barátja van.

Tom'un Türk bir arkadaşı var.

- Nem akarok a barátja lenni.
- Én nem akarok a barátja lenni.

Onun arkadaşı olmak istemiyorum.

- Mary osztrák barátja meglátogatja őt karácsonykor.
- Karácsonykor Mary-t meglátogatja osztrák barátja.
- Mary-t meglátogatja karácsonykor barátja Ausztriából.

Mary'nin Avusturya'lı arkadaşı Noel zamanında onu ziyaret edecek.

Ilyen típusú barátja mindenkinek van:

Bilirsiniz her insanın

Azt hittem, Tom barátja vagy.

Senin Tom'un arkadaşı olduğunu sanmıştım.

Tom Mary egyik közeli barátja.

Tom, Mary'nin yakın arkadaşlarından biridir.

Tom alacsonyabb, mint minden barátja.

Tom bütün arkadaşlarından daha kısa.

Én voltam édesanyád első barátja.

Annenin ilk erkek arkadaşıydım.

Tominak két külföldi barátja van.

Tom'un iki yabancı arkadaşı var.

Szeretnék a nővéred barátja lenni.

Kız kardeşinle arkadaş olmak istiyorum.

Tom egy barátja házában éjszakázott.

Tom geceyi bir arkadaşının evinde geçirdi.

Két barátja van, akik külföldiek.

Yabancı olan iki arkadaşı var.

Te voltál az egyetlen barátja.

- Sen onun tek dostuydun.
- Sen onun biricik arkadaşıydın.
- Sen onun tek arkadaşıydın.

Mária barátja súgott valamit neki.

Mary'nin arkadaşı ona bir şey fısıldadı.

Tom a bátyám barátja volt.

Tom benim erkek kardeşimin bir arkadaşıydı.

Nem akarok a barátja lenni.

Onun arkadaşı olmak istemiyorum.

Tominak éppen elég barátja van.

Tom'un arkadaş sıkıntısı yok.

Tamásnak sok tehetséges barátja van.

Tom'un bazı yetenekli arkadaşları var.

Tomnak van egy német barátja.

Tom'um Alman bir arkadaşı var.

Tomnak van egy olasz barátja.

Tom'un İtalyan bir arkadaşı var.

Tomnak brazil barátja is van.

- Tom'un Brezilyalı bir arkadaşı var.
- Tom'un Brezilyalı bir arkadaşı da var.

- Tominak van egy barátja, aki Bostonban lakik.
- Tomnak van egy barátja, aki Bostonban lakik.

Tom'un Boston'da yaşayan bir arkadaşı var.

Akinek legalább két közeli barátja van.

tüm zamanların en düşük seviyesinde.

Neki kevesebb barátja van, mint nekem.

O benden daha az sayıda arkadaşa sahip.

A kutya az ember legjobb barátja.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

Szia! Ugye te vagy Péter barátja?

Merhaba! Sen, Peter'in arkadaşısın, değil mi?

Kevés barátja van ebben a városban.

Onun bu şehirde birkaç arkadaş var.

Te Tom egyik barátja vagy, ugye?

Sen Tom'un bir arkadaşısın, değil mi?

A lányomnak egy képzelt barátja van.

Kızımın hayali bir arkadaşı var.

Te Tominak vagy a barátja, igaz?

Tom'un arkadaşlarından birisin, değil mi?

Sosem említetted, hogy Tom barátja vagy.

Tom'un arkadaşı olduğundan hiç bahsetmedin.

Te nem Tom egyik barátja vagy?

Sen Tom'un arkadaşlarından birisi değil misin?

A gazdag embernek sok a barátja.

Zenginin birçok arkadaşı vardır.

Mary katolikus, de a barátja ateista.

Mary katolik, ama erkek arkadaşı ateist.

Ő és a barátja pornót néztek.

O ve onun erkek arkadaşı porno izliyorlardı.

Úgy tűnik, nagyon sok barátja van.

Onun bir sürü arkadaşı var gibi görünüyor.

Tom a feleségem öccsének a barátja.

Tom, karımın küçük erkek kardeşinin bir arkadaşı.

Tomnak kevesebb barátja van, mint nekem.

Tom'un benden daha az arkadaşı var.

Azt hiszem, még mindig Mary barátja vagyok.

Ben hâlâ Mary'nin bir arkadaşı olduğuma inanıyorum.

Tomnak sok a pénze, de nincs barátja.

Tom çok parası var, ama o hiç arkadaşı yok.

Tominak nincs egy barátja sem, akivel beszélhetne.

Tom'un konuşmak için hiçbir arkadaşı yok.

Marynek sok barátja és nagy tehetsége volt.

Mary'nin birçok arkadaşı vardı ve çok yetenekliydi.

Dannek sok barátja van ezen a weboldalon.

- Dan'in bu sitede bir sürü arkadaşı var.
- Dan'in bu sitede birçok arkadaşı var.

Mary a barátja fotóit a tűzbe dobta.

Mary erkek arkadaşının fotoğraflarını ateşe attı.

Erről beszélt kb. száz barátja és társa előtt,

Bu yüzden onun için zor olanı yaptı ve 100 kadar arkadaş ve akranının

Tomnak sok ismerőse van, de nagyon kevés barátja.

Tom'un bir sürü tanıdığı olduğu hâlde çok az arkadaşı var.

Hősként tekintettek rá, mert megmentette a barátja életét.

O, arkadaşının hayatını kurtardığı için bir kahraman olarak kabul edildi.

Nincs sem barátja, sem rokona, aki törődik vele.

Ona bakacak hiçbir arkadaşı ya da akrabası yok.

Tomi azt mondta, hogy sok barátja van Bostonban.

Tom Boston'da bir hayli arkadaşı olduğunu söyledi.

Tom nem tudja, hogy én vagyok Mary barátja.

Tom benim Mary'nin erkek arkadaşı olduğumu bilmiyor.

Se barátja, se rokona nincsen, aki gondját viselné.

Ona bakacak hiçbir arkadaşı ya da akrabası yok.

Mari és a barátja lőttek magukról egy szelfit.

Mary ve onun arkadaşı birlikte bir selfie çektirdiler.

A barátja is hajlamos arra, hogy álcázza saját érzéseit,

Erkek arkadaşı da duygularını kamufle etme eğiliminde olup

Egy fiatalnak több száz barátja lehet a közösségi médiában,

Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir

Mike-nak van egy barátja, aki Chicago-ban él.

Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

Tom azt mondta, nem tudja, ki volt Mari barátja.

Tom Mary'nin erkek arkadaşının kim olduğunu bilmediğini söyledi.

A fehér lakosság 3/4-ének nincs színes bőrű barátja.

beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok.

- Egyik barátja sem jött el oda meglátogani őt, mert túl sok lépcsőt kell megmászni.
- Egyik barátja sem látogatta meg, a sok lépcsőzés miatt.

Onun arkadaşlarından hiçbiri oraya onu ziyaret etmeye gelmedi zira tırmanacak çok merdiven vardı.

- Van önnek Tom nevű barátja?
- Van olyan barátod, akit Tomnak hívnak?

Tom adında bir arkadaşın var mı?

Betht megkérdezte lusta barátja, hogy megcsinálja-e ő a történelem házi feladatát.

- Beth'den onun tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması istenildi.
- Beth'e tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması rica edildi.

- A legjobb barátjának tartottam magam.
- Azt gondoltam, én vagyok a legjobb barátja.

Onun en iyi arkadaşı olduğumu düşündüm.

- A kutyán kívül a könyv az ember legjobb barátja. A kutyán belül ugyanis olyan sötét van, hogy szinte lehetetlen olvasni.
- A kutyán kívül a könyv az ember legjobb barátja. A kutyán belül túl sötét van az olvasáshoz.

Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır.