Examples of using "Jöjjön" in a sentence and their turkish translations:
Girin.
Ofisime gel.
Hadi millet, dans edelim!
Tom'un gelmesine izin ver.
Herkes, buraya gelin.
Onun gelmesini bekliyorum.
Lütfen gelin.
Yarından sonraki gün gel.
Lütfen daha sonra tekrar gel.
Lütfen pazartesi gün gel.
Ona gelmesini söyledim.
Gel.
O bize gitmemiz için ısrar etti.
Ben sana söylemedikçe gelme.
Onu buraya gelmemesi için uyardım.
Gel!
Derhal gelmesi için ona yazdım.
Ona erken gelmesini söyledim.
Kimse onun gelmesini istemiyor.
Ona eve erken gelmesini hatırlat.
Bizimle gel.
Ona derhal geri gelmesini tavsiye ettim.
Şimdi benimle gel.
Yarın geri gel.
Bu taraftan gel.
Gel gelebilirsen.
Keşke Tom'un bizimle gelmesine izin versen.
Bu taraftan, lütfen.
Lütfen öğleden sonra ofisime gelin.
Tom Mary'nin Boston'a gelmesini istedi.
Lütfen tatilinizi kısa kesin ve geri dönün.
Yüzünü görebilmem için yakına gel.
Geri dön!
Onu buraya gelmemesi için uyardım.
Tom'un toplantıya katılmasını iste.
Tom'a yarın bir saat önce işe gelmesini söyleyebilir misin?
Ona kendisinden kısa sürede eve gelmesini isteyen bir mektup yazmıştım.
Buraya gelme.
Polis Tom'dan elleri yukarıda evden çıkmasını söyledi.
Buyurun, kapı açık.
- Benimle birlikte gel.
- Benimle gelin.
Şili'ye tekrar gel!
Artık buraya gelme.
Ken trenin gelişini bekliyor.
Yarın her zamankinden bir saat daha erken ofise gelmen mümkün mü?
Tom şimdiye kadar hapisten çıkmış olmalı.
Lütfen gel.
Eğer istemiyorsa Tom'un gelmesine gerek yok.
Lütfen buraya gel.