Examples of using "Játék" in a sentence and their turkish translations:
Oyun heyecan verici oldu.
- Bu aptalca bir oyun.
- Bu saçma bir oyun.
O, ne tür bir oyundur?
Oyun beni çok yordu.
Maçı kaçırdın mı?
Bu oyun kötü değil.
O oyuncak ahşaptan yapılmıştır.
Oyunu piyasaya sürdüğümüzde
Güzel bir maç geçiriyordum,
Ragbi bir açık hava oyunudur.
Bu sadece bir oyun.
Bu, çocuğa özgü bir oyun.
- Bu kaba bir oyun.
- Bu tehlikeli bir oyun .
Bu son oyun.
O oyun korkunçtu.
Aşk sizin için sadece bir oyun mu?
Koleksiyonunda kaç tane oyun var?
Oyuncakların hepsi tahtadan yapılmış.
Oyuncak tahtadandır.
- Ülkende hangi oyun meşhur?
- Ülkenizde hangi oyun meşhur?
Bu oyun sona erdi.
- Bu oyun iki kişilik.
- Bu iki kişilik bir oyun.
O silahla oynama, o bir oyuncak değil.
Tom Noel'de, oyuncak bir çekiç ve bir alet kutusu aldı.
Çocuk, oynarken elbisesini kirletti.
bir sporu desteklemeli miyiz?
amaç olduğu sporlara maruz kalmayacaklar.
Oyun saat kaçta başlayacak?
Fakat bu, çocuğunuzun hayallerine hizmet etmiyor.
Bu oyun ne zaman başlıyor?
Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.