Examples of using "Eljött" in a sentence and their turkish translations:
Geldi.
O buraya geldi.
Tom geldi mi?
Tom buraya geldi mi?
Ailesini doyurma vakti geldi.
Geldiğin için teşekkürler.
Geldiğiniz için çok teşekkürler.
Öğle yemeği zamanıydı.
Neredeyse herkes geldi.
Babam tüm maçlarıma tişört giyerek gelir,
O evime geldi.
Tom bugün uğradı.
O dün öğleden sonra beni görmeye geldi.
Tom hariç herkes geldi.
Tom Mary'yi görmek için geldi.
Tom partiye geldi mi?
Takashi dün gece rüyama girdi.
Vedalaşmamızın zamanı geldi de geçiyor.
Bir haftadan sonra o geri geldi.
Yoğun kar yağışına rağmen geldi.
O, kötü havaya rağmen geldi.
O defalarca geldi.
Zamanı mıdır?
Bu harika bir uyanış zamanı.
Sonunda, harekete geçeceğimiz gün geldi.
Dün öğleden sonra Tom bizi görmeye geldi.
Tom bu öğleden sonra seni görmeye geldi.
Ölme vakti.
- Bizim için sürpriz oldu, Tom Mary ile bizim partiye geldi.
- Sürpriz oldu, Tom partimize Mary ile birlikte geldi.
- Şu işe bak ki Tom bizim partiye Mary'yle geldi.
- Bize sürpriz oldu, Tom Mary ile partimize geldi.
Tom birkaç gün önce bizi görmeye geldi.
Şimdi benim sıram.
Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
Bazı değişiklikleri yapma zamanı.
Dün çağrılan kadın çoktan geldi.
İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.
Daha sonra hatamı fark ettiğim gün geldi.
El Cap'e solo tırmanış zamanıydı.
Vaktin bu olduğundan emin değilim.
O çok yoğundu ve yine de bize yardım etmeye geldi.
Pazartesi günü geldi ve ertesi günü yine ayrıldı.
Hepimiz için bilişsel özgürlük hakkında yenilik talep etme zamanı geldi.
Artık dünyamızı ölçmenin zamanı,
O dün seni görmeye geldi.
Gece oldu.
Vakit geldi.
Karar verme zamanı.
Sana doğruyu söylemenin zamanı geldi.
Tom gelseydi ne olurdu?
Veda etme zamanı geldi.
Kozunu oynama zamanın geldi.
- Nihayet bugün Cuma.
- Sonunda bugün Cuma.
Victor Hugo'nun da söylediği gibi: "Dünyada, zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü olan hiçbir şey yoktur."