Translation of "Arra" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Arra" in a sentence and their turkish translations:

Arra menj!

O şekilde gidin.

Rámutat ugyanis arra,

Çünkü bulduğumuz şey şu, insanlar sonunda

Úgyhogy arra gondoltam,

Böylece düşünmeye başladım:

és arra gondolt:

ve kendi kendine

Arra akarok kilyukadni,

Ama hikâyemin ana teması

Ami ráébresztett arra,

aslında gerçekliğin

Megvan. Arra van.

Onu buldum, orada.

Nincs időnk arra.

Onu yapmak için zamanımız yok.

Tom arra ment.

Tom o şekilde gitti.

- Arra kért, hogy lassabban beszéljek.
- Arra kért, hogy beszéljek lassabban.

O, bana daha yavaş konuşmamı rica etti.

Úgyhogy mindenkit arra kérek,

Her birinize meydan okuyorum,

- Arra lakunk.
- Arrafelé lakunk.

Biz orada yaşıyoruz.

Emlékszem arra a fickóra.

O adamı hatırlıyorum.

Arra nincs szükség, ugye?

Bu gerekli değil, değil mi?

Arra kérlek, hogy maradj.

Kalmanı rica ediyorum.

Arra kértek, hogy hazudjak.

Yalan söylemem istendi.

- Emlékszel rá?
- Emlékszel arra?

Onu hatırlıyor musun?

Nincs időnk most arra.

- Şimdi onu yapmak için zamanımız yok.
- Şimdi onu yapmak için vaktimiz yok.

Arra számítottunk, hogy nyerünk.

Biz kazanmayı bekliyorduk.

Emlékszem arra a napra.

O günü hatırlıyorum.

Gondolj arra, amit mondtam!

Söylediğim hakkında düşün.

Gondolj arra, amit tettél.

Ne yaptığını düşün.

Ne mássz fel arra!

Buna tırmanma!

- Szükségem van arra, hogy lássalak.
- Szükségem van arra, hogy találkozzak veled.

- Seni görmeliyim.
- Seni görmem gerek.

Arra koncentrálj, amit csinálsz, ne arra, hogy az osztálytársaid mit csinálnak!

Yaptığın şeye konsantre ol, sınıf arkadaşlarının yaptığı şeye değil.

- Tom arra hajt, hogy tanár legyen.
- Tom arra vágyik, hogy tanár legyen.

Tom bir öğretmen olmayı çok istiyor.

- Mi ösztönzött arra, hogy orvos legyél?
- Mi késztetett arra, hogy orvos legyél?

Bir doktor olman için sana ne ilham verdi?

Erre is, arra is haladhatunk.

Bu yoldan ya da o yoldan gidebilir.

Ahogyan arra senki nem számított.

kimsenin öngöremediği bir şekilde.

Végül arra a következtetésre jutottam,

Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum.

Én meg önkéntelenül arra gondoltam:

Şunu düşünmeden edemedim:

Nem arra ösztönözzük a vezetőt,

o kişiyi böyle problemlerin daha en başından

Arra kényszerítettek, hogy írjam alá.

Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.

Lehet, hogy arra nincs időnk.

Onun için zamanımız olmayabilir.

Arra kér, hogy legyek figyelmes.

O özenli olmamı istiyor.

Nem várok arra, hogy rájöjjek.

Bulmayı beklemiyorum.

Ügyelj arra, hogy kialudd magad.

Biraz uyuduğuna emin ol.

Ügyelned kéne arra, mit mondasz.

Söylediğine dikkat etmelisin.

Gondoltál már arra, hogy elmenj?

Hiç gitmeyi düşündün mü?

Szeretnék elmenni arra az előadásra.

O konferansa katılmak istiyorum.

Arra számítanak, hogy győzni fognak.

Onlar kazanmayı umuyor.

Mostanáig arra vártam, hogy felébredj.

Senin uyanmanı bekliyorum.

Figyeltem arra, amit Tom mondott.

Ben Tom'un söylediğine dikkat ettim.

Arra kértem Tomit, hogy maradjon.

Tom'dan kalmasını rica ettim.

Csak arra várunk, hogy besötétedjen.

Sadece havanın kararmasını bekliyoruz.

Nem emlékszem arra a napra.

O günü hatırlamıyorum.

Semmi szükség arra, hogy verekedjünk.

Kavga etmeye gerek yok.

Tamás nem készült fel arra.

- Tom onun için hazır değil.
- Tom buna hazır değil.

Bőven lesz arra időnk később.

Daha sonra onun için bol vaktimiz olacak.

Nincs ok arra, hogy elmenj.

Gitmeni gerektiren hiçbir neden yok.

Arra koncentrálj, amit csinálsz éppen!

Ne yaptığınız üzerine yoğunlaşın.

Az embereknek emlékezniük kell arra.

İnsanlar onu hatırlamalı.

Az emberek nem emlékezhetnek arra.

İnsanlar onu hatırlamayabilir.

Arra született, hogy szerkesztő legyen.

O bir editör olmak için doğmuş.

Tomnak nem volt arra szüksége.

Tom'un ona ihtiyacı yoktu.

Üljünk le arra a padra.

O bankta oturalım.

Kíváncsiak vagyunk arra, hogy miért.

Sebebini merak ediyoruz.

Gondoljanak arra, amit az elején hallottak,

başlangıçta duyduğunuz şey hakkında,

Ez elég ok arra, hogy küzdjünk.

Bu savaşmak için yeterli bir sebep.

És mégis, egyre inkább arra jutunk,

Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki

Ezért arra sarkallom az amerikai társaságokat,

Bu yüzden ben, Amerika'daki kurumları,

és arra, hogy köszönetet mondjak nekik.

ayrıca onlara teşekkür etmeliydim.

Arra a kérdésre kerestük a választ,

Özel bir soru sormak istedik:

Aztán arra gondolunk: "Á, a banánok."

Sonra da düşünüyoruz, "Hım, muzlar."

A társadalomtudományok ráadásul megtanítottak minket arra,

Dahası sosyal bilimin bize öğrettiği

Gondoljunk arra, mikor lépcsőn slattyogunk le.

Merdivenden aceleyle indiğinizi düşünün.

Mi lenne, ha arra kérném önöket,

Size, bunu yaparken

Nem arra összpontosítottam, ki az „esetem”,

aradığım tipin tüm özelliklerini yazdım;

Gondoljunk arra, amire még azelőtt senki.

Kimsenin düşünmediğini düşünmek için.

Lehetőséget kapnak arra, hogy magukba nézzenek,

kişiye iç gözlemini yapma imkanı veriyor,

"Nem, bírónő. Arra nem szedek semmit.

"Hayır, aklımı toplamak için ilaç almıyorum.

Arra az egészen kis területre koncentráltam...

Ve o küçük alana odaklandım.

Jobban kellene figyelned arra, amit mond.

Onun dediklerine daha fazla dikkat etmelisin.

Arra számítunk, hogy segíteni fog nekünk.

Onun bize yardımcı olacağını umuyoruz.

Arra büszke, hogy az apja gazdag.

O, babasının zengin olmasıyla gurur duyuyor.

Arra utasított, hogy korán feküdjek le.

O bana erkenden yatağa gitmeyi öğretti.

Büszke arra, hogy Párizsban végezte tanulmányait.

Paris'te eğitim görmüş olmakla gurur duyar.

Az akcentusa arra utal, hogy külföldi.

Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.

Arra várok, hogy kinyisson a bolt.

Dükkânın açılmasını bekliyorum.

Kért minket arra Tom, hogy várjunk?

Tom beklememizi istedi mi?

Arra kényszerítettek, hogy elénekeljek egy dalt.

Bir şarkı söylemem için beni zorladılar.

Miért mászol fel arra a fára?

Bu ağaca neden tırmanıyorsun?

Nem kényszeríthetnek minket arra, hogy elmenjünk.

Onlar bizi gönderemez.

Nincs okom arra, hogy hazudjak neked.

Sana yalan söylemek için hiçbir nedenim yok.

Készülj fel arra, hogy boldog légy.

Mutlu olmak için hazır olun.

Emlékszel még arra, hogyan ismerkedtünk meg?

Nasıl tanıştığımızı hatırlıyor musun?

Van mód arra, hogy ezt megtegyék.

Bunu yapmanın bir yolu var.

- "Nincs ok arra, hogy maszkban sétáljunk...

"Maskeyle dolaşmak için bir nedenimiz yok,...

Alig volt időnk arra, hogy megvacsorázzunk.

Akşam yemeği yemek için neredeyse zamanımız yoktu.

Emlékszel arra a napra, amikor megismerkedtünk?

İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

Figyeltél te egyáltalán arra, amit mondtam?

Ne dediğimi hiç dinledin mi?

Arra számítok, hogy Tom rövidesen visszatér.

Tom'un yakında döneceğini umuyorum.

Fel kell szállnom arra a vonatra.

- O trene binmeliyim.
- O trene binmem gerekiyor.
- O trene binmek zorundayım.

Szükségem van arra, hogy itt legyek.

- Burada olmam gerekiyor
- Burada olmalıyım.

Szükségem van arra, hogy megbízz bennem.

Bana güvenmeni istiyorum.

Ráveszem Tomit arra, hogy maradjon veled.

Tom'un seninle kalmasını sağlayacağım.

Van bizonyítékod arra, hogy Isten létezik?

Tanrı'nın var olduğuna dair kanıtın var mı?

Arra vágyik mindenki, amije nem lehet.

Herkes sahip olamadıkları şeyleri istiyor.

Mintha egy hermelint láttam volna arra.

Sanki orada bir kakım gördüm.

Tom arra spórol, hogy autót vegyen.

Tom bir araba almak için para biriktiriyor.