Examples of using "Adni" in a sentence and their turkish translations:
Bana ne verebilirsin?
Bunu satabilirim.
Sana bir şey vermek istiyorum.
Bana biraz tavsiye verir misin?
Çıkmak istiyor musun?
Onu geri vereceğim.
Onu ona vermek istiyorum.
Bunu satmak istedim.
- Bırakacağım.
- Vazgeçeceğim.
- Pes edeceğim.
Evini kiraya vermek mi istiyorsun?
Ne kadar indirim yapabilirsin?
Bana bir indirim yapar mısın?
Tom onu satmak istiyor.
Tom onu satmak istedi.
Sana bir hediye vereceğim.
Onu Tom'a havale edeceğim.
Ona zaman vermeliyiz.
Bize bir dakika verebilir misin?
Tom'a kefil olabilirim.
Bana bir kağıt mendil verebilir misin?
Onu bana verebilir misin?
Vermek almaktan iyidir.
Bunları sana vermek istiyorum.
Keşke sana bir şey verebilsem.
Bana 10 sent ödünç verebilir misin?
Bana bir tekne verebilir misin?
Ona tavsiye bulunmanın bir anlamı yok.
Onu bana verebilir misin?
Sana bir kitap vereceğim.
Sana yeni bir tane vereceğim.
- Bana ne tavsiye verebilirsin?
- Bana ne tavsiye edebilirsiniz?
Tom'a biraz para vermek istedim.
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
- Doğum günü için ona bir hediye vermek istiyorum.
Planımdan vazgeçmek zorundaydım.
Garsona bahşiş vermeyi unuttum.
Bana tarifi verebilir misiniz?
Bana kitabı ödünç verir misiniz?
Noel için nineme bir gömlek vereceğim.
Sana sadece on dakika verebilirim.
Arabanı bana satar mısın?
- Evinizi ona satar mısınız?
- Evini ona satacak mısın?
Tom'a bir şans daha vermek istedik.
500 Yen ödünç verebilir misiniz?
Tom'a bir mesaj vereceğim.
Vazgeçmemiz gerektiğini düşünüyor musun?
Bana biraz borç para verebilir misin?
Bana Wi-Fi şifrenizi söyleyebilir misiniz?
Ben otuz kilo kaybetmek istiyorum.
Tom evini satacak.
Beni de listeye ekler misiniz?
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
hastalıkları yok etmek, aç insanları doyurmak,
Bu odadaki her şeyin satılması gerekiyor.
Retorik bir soru bir cevap gerektirmez.
Doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.
Paraya ihtiyacın varsa, biraz ödünç verebilirim.
- Üzgünüm fakat şu anda cevaplayamam.
- Üzgünüm ama hemen cevap veremem.
Köpeğini fıstık ezmesi ile beslemeyi hiç düşündün mü?
Yaşlı adamın köpeğini tavuk kemiği ile beslediğini gördüm.
Sana çok az para verebilirim.
Herhangi bir öğrenci o soruyu cevaplayabilir.
Ona laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor.
Babanın gitarını satmak istediğine tam olarak emin misin?
Bu odayı bir öğrenciye kiralamak istiyorum.
Birkaç kuruş kaybetmeyi kafama takmazdım.
Bunu Tom'a vereceğim.
Bütün halk bahçelerini satmaya çalıştılar
Tom onu sevdiğini Mary'ye söylemek için yaratıcı bir yol bulmak istedi.
Açıklayacağım.
Tom senin sorunu cevaplayabilecek.
Yine mucizevi şekilde, parası olmadığından vazgeçmek üzereydi.
İkinci şey ise, bizler belediyeleri silahlandırmalıyız;
Piyasa da yoksullara asla ev vermez. Asla.
Doğadan o kadar çok şey almıştım ki artık geri verebiliyordum.
Ödünç alabileceğim bir el fenerin var mı?
Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.
Tom evlilik yıl dönümlerinde karısına çiçekler vermeyi asla unutmaz.
Bunun neden olduğunu açıklayamam.
Bir oda görevlisi bagajını taşıyorsa, ona bahşiş vermeyi unutma.
Köpeğimi çiğ balıkla beslemem ve asla beslemeyeceğim.
Bittiğinde size bildireceğim.
O, mektubu postalamayı unuttu.
Bence sorunuzu başkası yanıtlasın.