Examples of using "Warme" in a sentence and their turkish translations:
Sıcak giysiler giyin.
Ben sıcak kışları sevmiyorum.
O sıcak bir yaz gecesiydi.
Biraz sıcak süt içmek istiyor.
Ben kalın giysiler getirmeyi unuttum.
Hiç kalın giysi getirmedim.
- Sıcak çorap giymeyi hatırladın mı?
- Sıcak çorap giymeyi unutmadın mı?
Tom kendini sıcak bir battaniyeye sardı.
Bütün sıcak suyu kullanmayın.
Bu kitap çok satıyor.
Bu gömlekler peynir ekmek gibi satılıyor.
Sana sıcak bir yemek hazırlayayım mı?
Biletler çörek gibi satıldı.
Koyunların yünleri yüzyıllardır giysi yapımında kullanılır.
Bilgisayarlar gerçekten peynir ekmek gibi satılıyor.
Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
Koyunların yünleri yüzyıllardır giysi yapımında kullanılır.
Sıcak çukulata çukulata özünden yapılan bir içecektir.
Tom'un Mary ile hayatı hakkındaki kitabı peynir ekmek gibi sattı.
Ayılar üç ay sonra ilk defa güneşin sıcaklığını hisseder.
Beş dakika içinde duştan çıkmazsan, sıcak suyu kesiyorum!
İlk kardelen çiçeği açtı. İkincisi de açacak. Sıcak Güneş parlıyor. İlkbahar hoş geldin.
Bazen zordur yaşamak. Nefes almak bile güç gelir insana. Bir kuşun kanadına takılıp gitmek istersin uzaklara. Bazen güzel bir söz tutar seni ayakta. Bir sırdaşının sıcak gülümsemesi bağlar insanı hayata, birde iki kelime kalır dudaklarında. İyi ki varsın.