Examples of using "Vaters" in a sentence and their turkish translations:
Tom babasının arabasını çaldı.
Babasının yerine oraya o gitti.
Babasının yerine o gitti.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
Kate babamın restoranına doğru koştu.
İşte babamın odası.
Tom'un gözleri babasına benziyor.
O, babasına benziyor.
Tom, babamın bir arkadaşıdır.
Biz babamızın mezarını ziyaret ettik.
Babamın hobisi balıkçılıktır.
Bu babamın öğrencilerinden biri.
Babamın arkadaşına gidiyorum.
Babamın adı Tom.
Bu, babamın evi.
Babasının katilinin öcünü aldı.
Babamın başı grileşti.
Gözleri babasına çekmiş.
Babasının avukatıyım.
Babasının rızası dışında evlendi.
Ailecek, babamın buluşlarına karşı özel bir sevgimiz var.
- Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.
- Profesör Hudson babamın arkadaşı.
Tom babasının tüm varlığını miras olarak aldı.
Ben babamın yerini alacağım.
Babamın arabası çok güzeldir.
Babasının yerine oraya o gitti.
Halam, babamın kız kardeşidir.
Babamın saçı beyazladı.
Babamın işini devralacağım.
Babamın erkek kardeşi benim amcamdır.
O, babasının işini devraldı.
Sık sık babasının arabasını sürer.
Tom babasının izinden gitti.
Tom babasının şirketi için çalışıyor.
Tom genellikle babasının arabasını kullanır.
Lütfen, babanızın ölümüyle ilgili baş sağlığı dileklerimi kabul edin.
Bu, rahmetli babamın bir portresi.
Babamın işini devraldım.
Tom babasının ayakkabılarını parlattı.
Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
Berthier, babasının izinden
Geçen yaz babamın doğduğu yeri ziyaret ettim.
- Paul babasının yerine partiye gitti.
- Paul babasının evindeki partiye gitti.
O, babasının kararına boyun eğdi.
Sen babanın akıllıca öğüdünü dinlemen gerekir.
Oğlun, neredeyse senin babanın bir kopyası.
Oğul babasının güvenine ihanet etti.
Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
Onlar, babalarının ölümünün yasını tuttular.
Babamın varlığında kaba şakalar yapma.
Notlarım babamın beklentilerini karşılamadı.
Tom, babasının ayak izlerini izlemek istiyor.
Tom babasının ayak seslerini takip etmek istedi.
"Bunlar kimin gözlükleri?" "Onlar babamın."
Doktor, babamın sağlığıyla ilgili endişelerimi giderdi.
Küçük çocuk babasının omuzlarına oturdu.
Babamın kız kardeşinin kocası benim eniştem.
Gelecekte babamın işini devralmak zorunda kalacağım.
Babamın en büyük düşmanının oğluna aşığım.
Onun babasının evinde her prens harikadır.
Çocuk babasının tavsiyesini umursamadı.
Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.
Tom, Mary'nin erkek arkadaşının babasının kuzeni.
Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.
Onun davranışları babasına hiç benzemiyor.
Babamın beklentilerine göre yaşamaya çalışıyorum.
- Babanın adı ne?
- Babanızın adı ne?
Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim.
Bu benim ceketim, ve o babamınki.
Tom, babasının önerdiğini yapmamaktan pişman oluyor.
Tom babasının ayak izlerini takip etti ve bir avukat oldu.
Babası öldükten sonra Tom ağır biçimde içki içmeye başladı.
Kızlar, babalarının ölümünün yarattığı şoku atlattılar.
Hem görünüm hem de kişilik olarak, Tom tam olarak babasına benziyor.
Lütfen e-postamı babamın Tokyo'daki ofisi vasıtasıyla bana gönder.
ve 2,2 km ötede yaşayan babam ve üvey annemin evine gider
Bir köpek kulübesini tamir etmek için babamın çekicini ödünç aldım.
Tom'un şimdiye kadar sürdüğü tek araba babasının ki.
Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.
Tom'a henüz babasının ölümünden bahsedilmedi.
Babamın otuz yıldır tuttuğu günlüğünü buldum.
Babanın gitarını satarsan pişman olacağını düşünüyorum.
Rahmetli arkadaşımın kızı "Babamın ruhu için dua edeceğim." dedi.
Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.
- O tıpa tıp babasına benziyor.
- O, babasını kopyasıdır.
Politikacı öldüğünde, herkes oğulun babasının izinden gideceğini umuyordu.
Masadaki kelime işlemci benim babamın.
Ve böylece babanın ölümü ve intikamın
İşi babasından devraldı.
Tom, babasının Stradivariusını sattığında Mary'nin büyük bir hata yaptığına inanıyor.
Bir Ülkeyi yok edebilirsiniz, ancak çocuklarını mutlu etmek için her şeyi yapmaya istekli bir babanın iradesini yok edemezsiniz, çevrelerindeki dünyaya rağmen
Jocelyn Bell 1943 yılında Kuzey İrlanda'da doğdu. Babası okumayı seven bir mimardı. Jocelyn sık sık babasının kitaplarını ödünç alırdı. Onun okuması sayesinde, Jocelyn astronomi ilgilenmeye başladı.