Translation of "Stahl" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Stahl" in a sentence and their turkish translations:

Tom stahl meine Uhr.

Tom saatimi çaldı.

Tom stahl Maria Geld.

Tom Mary'den biraz para çaldı.

Tom stahl das Geld.

Tom parayı çaldı.

Tom stahl den Ring.

Tom yüzüğü çaldı.

Gestern stahl man das Auto.

O, dün arabasını çaldırdı.

- Jemand stahl ihr Geld.
- Jemand hat ihr Geld gestohlen.
- Irgendjemand stahl ihr Geld.

Birisi onun parasını çaldı.

Tom muss Nerven aus Stahl haben.

Tom'un çelik gibi sinirleri olmalı.

Diese Spüle besteht aus rostfreiem Stahl.

Bu lavabo paslanmaz çelikten yapılır.

Gestern Nacht stahl man mir meine Uhr.

Dün gece saatim çalındı.

- Was stahl Tom?
- Was hat Tom gestohlen?

Tom ne çaldı?

Die meisten Küchenspülen bestehen aus rostfreiem Stahl.

Çoğu mutfak lavabosu paslanmaz çelikten imal edilmiştir.

Der Hase stahl aus dem Garten eine Möhre.

Tavşan bahçeden bir havuç çaldı.

Eine wichtige Eigenschaft von Stahl ist seine Festigkeit.

Çelik hakkında önemli bir kalite onun gücüdür.

Stahl ist ein viel genutztes Material im Bauwesen.

Çelik sivil inşaatta yaygın olarak kullanılan bir malzeme.

Layla stahl eine Menge Bargeld aus der Bank.

Leyla, bankadan çok para çaldı.

- Er hat das Geld gestohlen.
- Er stahl das Geld.

O parayı çaldı.

Tom sah, wie Maria Geld aus der Registrierkasse stahl.

Tom, Mary'nin kasadan para çaldığını gördü.

Tom erwischte Maria dabei, wie sie Geld aus der Kasse stahl.

Tom Mary'yi yazar kasadan para çalarken yakaladı.

Tom wurde dabei erwischt, wie er Geld aus der Kasse stahl.

Tom yazar kasadan para çalarken yakalandı.

- Er hat mir mein Herz gestohlen.
- Er stahl mir mein Herz.

O benim kalbimi çaldı.

Tom erwischte Mary dabei, wie sie sein Geld aus der Kasse stahl.

Tom Mary'yi yazarkasadan parasını çalarken yakaladı.

- Sie schlich leise aus dem Zimmer.
- Sie stahl sich leise aus dem Zimmer.

O sessizce odadan dışarı süzüldü.

- Tom stahl etwas aus meinem Hause.
- Tom hat etwas aus meinem Haus gestohlen.

Tom evimden bir şey çaldı.

- Wer hat den Apfel gestohlen?
- Wer stahl den Apfel?
- Wer klaute den Apfel?

Elmayı kim çaldı?

Tom ist dabei gesehen worden, wie er vom Baume des Nachbarn Äpfel stahl.

Tom komşunun ağacından elma çalarken görüldü.

Ein Stock mit einem solchen Stock wäre ein kleiner, jemand, der Stahl genannt wird

böyle bir sopa ile küçük bir sopa daha olur birine çelik birine çomak denir

Das ist der Kerl, den ich dabei gesehen habe, wie er Marias Handtasche stahl.

Mary'nin el çantasını çaldığını gördüğüm adam bu.

Tom brach Marys Auto auf und stahl das, was unter dem Fahrersitz versteckt war.

Tom Mary'nin arabasına zorla girdi ve sürücü koltuğunun altında gizli olan şeyi çaldı.

- Er wurde dabei gesehen, wie er Plätzchen stahl.
- Man erwischte ihn beim Klauen einer Backware.

Kurabiyeleri çalarken belirlendi.

- Tom stahl von Marie eine Menge Geld.
- Tom hat von Marie eine Menge Geld gestohlen.

Tom Mary'den çok para çaldı.

Welchen Beweis hast du dafür, dass Tom derjenige ist, welcher die Halskette deiner Mutter stahl?

Senin annenin kolyesini çalanın Tom olduğuna dair hangi kanıtın var?

- Tom entwendete den Wagen seines Vaters.
- Tom stahl das Auto seines Vaters.
- Tom klaute den Wagen seines Vaters.

Tom babasının arabasını çaldı.

- Während sie Tom ablenkte, stahl ihr Freund sein Portemonnaie.
- Während sie Tom ablenkte, entwendete ihr Freund seinen Geldbeutel.

O, Tom'un dikkatini dağıtırken onun erkek arkadaşı onun cüzdanını çaldı.

- Er stahl meine Uhr.
- Er hat meine Uhr geklaut.
- Er hat mir meine Uhr geklaut.
- Er hat meine Armbanduhr gestohlen.

O benim saatimi çaldı.

Als altbekannter Taktiker bezwang Christoph Columbus einst eine ganze Piratenflotte, indem er all ihre Obst- und Gemüsevorräte stahl und ihnen damit Skorbut verpasste.

Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,