Examples of using "Trocken" in a sentence and their turkish translations:
Benim çoraplar zaten kuru mu?
Ağzım kuru.
Sigaralarınızı kuru tutun.
- O çok kuru.
- Bu çok kuru.
- Çok kuru.
Havlu kuru.
Gömlekler kuru.
Ağzım kuruydu.
Tavuk kuruydu.
Bu çok kuru.
Benim cildim kuru.
Bu giysiler nihayet kuru.
Benim boğazım biraz kuru.
Çamaşırlar kurumuş mu?
Pekâlâ, kurudu sayılır ama sıcak.
Benim boğazım kuru.
Frak gömleği temiz ve kuru.
Sekiz aydır ayığım.
Gömlek temiz ve kuru.
Gömleğim henüz kuru değil.
Karalar bağlamamış kimse yoktu.
Havanın kuru olacağını umuyorum.
Kuyu kuru.
Soğuk ve kuru, parlak güneş, ne güzel kış havası!
mürekkep kuruduğunda bilgiyi değiştiremezdiniz.
Sen hâlâ dünkü çocuksun.
Tom'un avuçları terli ve ağzı kuruydu.
- Lütfen doğrudan güneş ışığından uzakta, serin ve kuru bir yerde saklayın.
- Lütfen direkt güneş ışığından uzakta, serin ve kuru bir yerde saklayınız.
Giysilerin kurudu mu?
Uzun süren bir kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
Karışım çok kuru olduğu zaman, bir çay kaşığı soğuk su daha ekle.
Serin ve kuru bir yerde saklayınız.
Boya henüz kurumadı.
Böyle sıcak bir günde çamaşırlar hiçbir zaman kurutulamaz.