Translation of "Handtuch" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "Handtuch" in a sentence and their turkish translations:

- Ich hole dir ein Handtuch.
- Ich bringe dir ein Handtuch.
- Ich hole Ihnen ein Handtuch.
- Ich bringe Ihnen ein Handtuch.

- Sana bir havlu alacağım.
- Sana bir havlu getireceğim.

Er warf das Handtuch.

O, havluyu attı.

Das Handtuch ist nass.

Havlu ıslak.

Das Handtuch ist trocken.

Havlu kuru.

Er braucht ein Handtuch.

Bir havluya ihtiyacı var.

Bring mir ein Handtuch.

Bana bir havlu getir.

Ich brauche ein Handtuch.

Bir havluya ihtiyacım var.

Wo ist mein Handtuch?

Benim havlum nerede?

Tom braucht ein Handtuch.

Tom'un bir havluya ihtiyacı var.

Sie braucht ein Handtuch.

Onun bir havluya ihtiyacı var.

Maria braucht ein Handtuch.

Mary'nin bir havluya ihtiyacı var.

Tom warf das Handtuch.

Tom havlu attı.

- Warte bitte. Ich hole ein Handtuch.
- Wartet bitte. Ich hole ein Handtuch.
- Warten Sie bitte. Ich hole ein Handtuch.

Lütfen ben bir havlu alırken bekle.

Bring mir ein trockenes Handtuch!

Bana kuru bir havlu getirin.

Bring mir ein feuchtes Handtuch.

Bana nemli bir havlu getirin.

Gib mir mal mein Handtuch.

Bana havlumu uzat.

Gib mir mal ein Handtuch.

Bana bir havlu ver.

Tom braucht ein trockenes Handtuch.

Tom'un kuru bir havluya ihtiyacı var.

Tom wrang das Handtuch aus.

Tom havluyu sıktı.

Haben Sie ein Handtuch mit?

Havlu getirdin mi?

Ich werde noch ein Handtuch bringen.

Ben bir tane daha havlu getireceğim.

Er befeuchtete sein Handtuch mit Wasser.

Havlusunu suyla ıslattı.

Warte kurz. Ich hole ein Handtuch.

Lütfen bekle. Havlu getireceğim.

Er trocknete sich mit einem Handtuch ab.

O, bir havlu ile kendini kuruladı.

Tom trocknete sich mit einem Handtuch ab.

Tom bir havluyla kurulandı.

Wir haben im Badezimmer nur ein Handtuch.

Banyomuzda yalnızca bir havlu var.

In unserem Bad gibt es nur ein Handtuch.

Banyomuzda sadece bir banyo havlusu var.

Trockne dir dein Gesicht mit einem Handtuch ab.

Yüzünüzü bir havlu ile kurulayın.

Maria legte Tom ein Handtuch auf die Stirn.

Mary, Tom'un alnına bir havlu koydu.

Das Handtuch, das ich üblicherweise benutze, ist gelb.

Genelde kullandığım havlu sarı renklidir.

Sie trocknete sich das Gesicht mit einem Handtuch ab.

O, yüzünü bir havlu ile kuruladı.

Tom trocknete sich die Haare mit einem Handtuch ab.

Tom saçını havlu ile kuruladı.

Tom trocknete sich das Gesicht mit einem Handtuch ab.

Tom havluyla yüzünü kuruladı.

Tom legte Maria ein feuchtes Handtuch auf die Stirn.

Tom, Mary'nin alnına ıslak bir havlu koydu.

Sie kam, nur mit einem Handtuch bekleidet, aus der Dusche.

O sadece üzerine bir havlu duştan çıktı.

Tom trocknete sich die Hände mit dem schmutzigen Handtuch ab.

Tom ellerini kirli havlu ile sildi.

Tom kam, nur mit einem Handtuch bekleidet, aus dem Badezimmer.

Tom üzerinde sadece bir havlu ile banyodan çıktı.

Maria kam, nur mit einem Handtuch bekleidet, aus dem Badezimmer.

Mary üzerinde sadece bir havlu ile banyodan çıktı.

Kannst du dir bitte die Hände abtrocknen? Da ist ein Handtuch.

Lütfen ellerinizi kurular mısınız? Orada bir havlu var.

Sie schnappte sich ihr Handtuch und machte sich auf in Richtung Strand.

O havlusunu kaptı ve plaja gitti.

Der Mann trug auf dem Arm ein in ein Handtuch gehülltes Kaninchen.

Adam, kollarında bir havluya sarılmış bir tavşan taşıyordu.

Ich trocknete mich mit dem Handtuch ab, das Tom mir gegeben hatte.

Tom'un bana verdiği havluyla kendimi kuruttum.

Maria schlug eine Wärmflasche in ein Handtuch ein und legte dies Tom auf die Stirn.

Mary bir sıcak su şişesini bir havluyla sardı ve onu Tom'un alnına yerleştirdi.

Tom stieg aus der Badewanne und trocknete sich mit dem neuen Handtuch ab, das Maria ihm geschenkt hatte.

Tom küvetten çıkıp, Meryem'in kendisine vermiş olduğu yeni havluyla kurulandı.