Examples of using "Tages" in a sentence and their turkish translations:
Bir gün öleceksin.
Bir gün kendini öldürdü.
Bir gün anlayacaksın.
Gerçeği bir gün öğreneceksin.
Çabalarınız bir gün meyve verecek.
Bir gün tüm bunlar sizin olacak.
yanınızda taşımayı unutmayın
Rıhtımda otururken bir gün
Günün gelişini selamlarlar.
Bu günlerde sizi görmeye geleceğim.
Bir gün tekrar görüşeceğiz.
Bir gün anlarsın.
Bir gün Tom'la tanışmak istiyorum.
Bir gün seni döverim.
Bir gün onunla evleneceğim.
Bir gün doktoru görmeye gitti.
Bir gün, anlayacağız.
Bir gün, onunla evleneceğim.
Bir gün bana teşekkür edeceksin.
Bir gün Tom anlayacak.
Bir gün onu alırsınız.
Bir gün kendini öldürdü.
Tüm canlılar bir gün ölür.
Bir gün, anlayacağız.
O bir gün meşhur olacak.
Bu, günümün önemli olayıydı.
Bir gün bundan pişman olacaksın.
Hamam böcekleri gün boyunca kendilerini gizler.
Bir gün seni tekrar görmek isterim.
Medeniyetimiz bir gün çökecek mi?
- Bir gün beni unutacaksınız.
- Bir gün beni unutacaksın.
Bir gün her şeyi anlayacaksın.
Bir gün seni bulacağım.
Bir gün tekrar görüşeceğiz
Bir gün, Tom anlayacaktır.
- Ben bir gün ülkenize geleceğim.
- Bir gün ülkene geleceğim.
- Bir gün Tom çekip gidiverdi.
- Tom öylece çıkıp gitti bir gün.
Belki bir gün onu anlarsın.
Çabalarınız bir gün meyvesini verecektir.
Bir gün benim rüyam gerçek olacak.
Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.
Günün geri kalan kısmında uyudum.
Bir gün oraya gitmek istiyorum.
Rüyası bir gün gerçek olacak.
Bütün çocuklar bir gün yuvadan ayrılır.
Bir gün bir pamuk şekeri makinesi satın alacağım.
Bir gün Afrika'ya gitmek istiyorum.
Bir gün yabancı ülkeleri ziyaret edeceğim.
Ben bir gün yurt dışına gitmek istiyorum.
Bir gün Boston'ı ziyaret etmek istiyorum.
Günlerden bir gün sebebini anlayacaksın.
Tom bir gün patron olabilir.
Bir gün hayalin gerçekleşecek.
Bir gün İngiltere'yi ziyaret etmek istiyorum.
Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.
Bir gün teyzemi ziyaret ettim.
Bir gün gerçeği öğreneceksin.
İnsan ırkı bile bir gün sona erecektir.
Ben bugün daha sonra seni arayacağım.
Gün sonuna kadar cevabını istiyorum.
çocuklarımızı dinleyip onlarla konuştuğumuz
diye düşündüğümüzde o günün de parasına bir dönelim isterseniz
Tom bir gün iyi bir futbol oyuncusu olacak.
Bir gün sosyal anksiyetemin tedavi olacağını umut ediyorum.
Bir gün ülkeme geri döneceğim.
En güzel gül bile bir gün solacak.
Bir gün, Atlantis adası denizde kayboldu.
Tom ve Mary muhtemelen bir gün evlenecek.
Bir gün yurt dışına çıkmak isterim.
Kahvaltı günün en önemli öğünüdür.
Günün büyük bölümünü geçirdiğim yer burası.
Bir gün ikinizi tanıştıracağım.
Bir gün o kadınla evlenmeyi umuyorum.
Hatta bu sözler bir gün ortadan kaybolacaktır.
Bir gün New York'u ziyaret etmek istiyorum.
Bir gün İngiltere'ye gitmek istiyorum.
Bir gün seninle tenis oynamak istiyorum.
Boş versene, inşallah bir gün. Yap, gitsin!
Bir gün, bir mucize gibi kaybolacak.
Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
"Şanslıysak belki bir gün" diye bir şey yok.
Gün sonunda topladığı materyalleri bize getiriyor,
Gün geçerken, hava gittikçe kötüleşiyordu.
Onun bir gün zengin olacağına inanıyorum.
Tom günün çoğunda telefondaydı.
Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.
Onun bir gün olacağını biliyorduk.
Tom günün birinde onu yapacağını söylüyor.
Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.