Examples of using "Stau" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir trafik sıkışıklığında tıkandı.
Trafikte sıkıştık.
Tom bir trafik sıkışıklığındaydı.
Trafik sıkışıklığı yok.
Trafiğe mi takıldın?
Kaza trafik sıkışıklığına neden oldu.
Bir trafik sıkışıklığında saatlerce takıldılar.
Tom bir trafik sıkışıklığında saplanıp kaldı.
- Parasız kaldım.
- Sıkıntıdayım.
Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.
Karayolu üzerinde bir trafik sıkışıklığı var.
Bir trafik sıkışıklığında saatlerce sıkıştık.
Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim.
- Darboğaza düşmek istemiyorum.
- Zor duruma düşmek istemiyorum.
Ben trafikte sıkıştım.
Trafikte beklemekten hoşlanmam.
Yolda bir trafik sıkışıklığına yakalandık.
Trafik sıkışıklığından dolayı, uçağımızı kaçırdık.
Ağır bir trafik sıkışıklığı beklememiştim.
Trafikte yakalandım.
Kalabalık saatteki bir trafik sıkışıklığı benim varışımı iki saat geciktirdi.
2.30'da bir randevum vardı fakat trafikte sıkıştım ve oraya zamanında varamadım.