Examples of using "Geraten" in a sentence and their turkish translations:
Başın belaya girecek.
Ben doğru tahmin ettim.
Tom doğru tahmin etti.
Tom yanlış tahmin etti.
Sadece tahmin ettim.
Trafiğe mi takıldın?
Bu kontrol edilemez.
Biz çıkmaza girdik.
"İşler kontrolden çıktı ..."
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
İşler çığırından çıkıyor.
Tom sıkıntılıydı.
Onu yapmam tavsiye edildi.
O ona zayıflamasını tavsiye etti.
Ben yağmura yakalandım.
Niçin yanlış yaptım?
Ev yandı.
Paniğe kapılmanı istemiyorum.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
Bu yanlış ellere düşebilir.
Ben trafikte sıkıştım.
Tuzağa düşürüldü.
Tom'a onu yapmaya başlaması tavsiyesinde bulundum.
Başını belaya soktuğunu asla görmek istemiyorum.
Kanser hastalarına ilk söylenen şey pozitif olmaları.
plastik yüzünden ölüyor.
Çoğu erkek çocukları babalarına benzer.
Gözüme sabun kaçtı.
İşler biraz kontrolden çıktı.
- Panik yapmamalısın.
- Panik yapmana gerek yok.
Ona onun tarafından içmeyi bırakması tavsiye edildi.
Leyla yanlış yoldan indi.
Doktor ona sigarayı azaltmasını söyledi.
Er ya da geç başın belaya girecek.
Doktorum bana bu ilacı almayı bırakmamı önerdi.
Doktorum sigarayı bırakmamı tavsiye etti.
Savaşın felaketi unutulmamalı.
Yolda bir sağanağa yakalandım.
Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
Başın belada mı?
O, ona çok fazla yememesini tavsiye etti.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
Belediye binasındaki gösteri kontrolden çıkmaya başladı.
Ona onun tarafından sigarayı bırakması tavsiye edildi.
Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü.
İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti.
On vakanın dokuzunu doğru tahmin ettim.
Doktor çok fazla sigara içmememi tavsiye etti.
- Ebeveynlerinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.
- Ona ailesinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.
Yapmam tavsiye edilen değişikliği yaptım.
Tom'un yapmamız gerektiğini söylediği şeyi yapacağız.
Tom tek başına oraya gitmemesi konusunda Mary tarafından uyarıldı.
Tom sebzeleri keserken parmağını bir bıçakla kesti.
Taninna'ya evini satmasını tavsiye ettiğin doğru mu?
ölüm girdabına neden girdiklerini henüz bilemiyoruz
Trafikte yakalandım.
O zaman Fransızca konuşabilseydim, başımı belaya sokmazdım.
Biz okula giderken bir sağanağa yakalandık.
Bir kar fırtınasına yakalandık.
Tom bir trafik sıkışıklığında yakalandı.
Kadınımıza ne oldu da bu duruma düştü?
- Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konuda bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
Biraz daha erken çıkmış olsaydın, yoğun trafikten kurtulmuş olurdun.
Okuldan eve giderken bir sağanak yağmura yakalandım.
Tom Mary'ye beş yaşındayken karıştığı trafik kazası hakkında soru sordu.
Doktor ona daha az çalışmasını tavsiye etti.
O, ona onu yapmamasını tavsiye etti.
"Cümle tekrar uzun sürdü." "O zaman birkaç yan cümleyi çıkar."
Tom ona ikinci el araba satın almamasını önerdi.
İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti.
O, ona çok fazla içmemesini tavsiye etti.
Doktor sigarayı bırakmamı tavsiye etti.
Tom panik yaptı.
O, ona yemekler arasında yememesini tavsiye etti.
2.30'da bir randevum vardı fakat trafikte sıkıştım ve oraya zamanında varamadım.
On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.
Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.
Bir sağanağa yakalandım ve sırılsıklam oldum.
Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.