Examples of using "Herein" in a sentence and their turkish translations:
Gelin.
İçeri gel.
Girin!
Lütfen içeriye gel.
Tom'u içeriye gönder.
İçeri buyurun.
Lütfen içeri gel.
Gir.
Onu içeriyi göster.
- Niçin içeriye gelmiyorsun?
- İçeri girsene.
İçeri girmeme izin ver.
Lütfen içeri gelme.
İçeri girsin.
İçeri gel Tom.
Biz içeriye geliyoruz.
Onu buraya getir.
Tom'u içeri getir.
Birisi içeri geldi.
Mary içeri geldi.
Ben içeri geliyorum.
Onu içeri getirin.
- Çamaşırı içeri getir.
- Kirli çamaşırı içeri getir.
Burada hiç kimseye izin verilmez.
Burada içeriye gelme.
İçeri girmeyecek misin?
Onların içeri girmesini istedim.
Onu içeri davet etti
- Tom arka kapıdan girdi.
- Tom arka kapıdan içeri girdi.
- Tom içeri arka kapıdan girdi.
Buyurun, kapı açık.
Tom içeriye koştu.
Evde soğuk bir rüzgar esti.
Biraz temiz hava girsin.
Dışarıda durun.
Kediyi içeri aldım.
Tom kedinin içeri girmesine izin verdi.
Biz buraya ait değiliz.
Siparişler yağıyor.
Neden içeri girmiyorsun?
İçeri gir ve otur.
Tom, Mary'nin içeri girmesine izin vermedi.
Tom pencereden içeri girdi.
Ben pencereden içeriye girdim.
- Tom içeriye arka kapıdan geldi.
- Tom arka kapıdan içeri girdi.
- Tom arka gapydan içeri girdi.
Lütfen şimdi içeri gelin.
Bir top uçarak pencereden içeri girdi.
Çocuk pencereden baktı.
Tom ön kapıdan içeri girdi.
Dışarı çık veya içeri gel.
- İçeriye git.
- İçeri gir.
- Beni bu işe karıştırma.
- Beni bu işe bulaştırma.
Bu sipariş az önce telefonla geldi.
Yağmur yağarsa, çamaşırı içeri getir.
Onun eski hilelerine aldanma.
Lütfen girmeden önce kapıyı çalın.
Çocuk arka kapıdan girdi.
Orada durma. İçeriye gel.
Tom üç bardak espresso taşıyarak içeri geldi.
İçeriye biraz temiz hava girsin.
O, pencereden içeriye girdi.
Niçin girip burada beklemiyorsun?
Biz burada sizin gibi insanlara izin vermeyiz.
Onlar içeriye giremezler.
Kapı açıldı ve Tom içeri geldi.
Tom içeri yürüdü ve kanepeye oturdu.
Kapınızı kilitli tutun ve kimsenin içeri girmesine izin vermeyin.
Tom'un içeri gelmesini istedim.
Neden içeri gelmiyorsun? O konuda konuşabiliriz.
O, bebeği uyandırmamak için sessizce içeriye geldi.
O, aileyi uyandırmamak için sessizce geldi.
Kapı açıldı ve bir adam içeri geldi.
- İçeri girip bir fincan çay içmeyecek misin?
- İçeri gelip bir bardak çay içmez misiniz?
Tom çok eski ve sık kullanılan bir hileye kandı.
Ve sonra Tom içeriye geldi ve ağladığımı gördü.
İçeri gel, Tom.
İçeri gelin, size kahve ikram edeyim.
Tom duvardaki gizli bir kapıdan içeri girdi.
Onu buraya getirin ve divana yatırın.
Pencereyi aç da içeri biraz temiz hava girsin.
İçeri gelin ve şuna bir göz atın.
İçeri geri dön.
- John' un girmesini kabul etti.
- O, dün John'un girmesine izin verdi.
İçeriye gel.
Tom odaya geldi.
Lütfen buyurun ve kendi evinizde gibi davranın.
Üzgünüm, bilmediğim insanlara emanet etmem.
- Londra'ya gelecek ziyaretinde bize uğra.
- Londra'ya olan bir sonraki ziyaretinde bize uğra.
İçeri girsen iyi olur.
Tom'un arabasının yaklaştığını duydum fakat o henüz içeri gelmedi.
Ya çık, ya gir.