Examples of using "Pläne" in a sentence and their turkish translations:
Planları var.
O, planlar yaptı.
Tom planlar yaptı.
O planlar yaptı.
Mary planlar yaptı.
Planlarımız var.
Planlarım var.
Tom planları var.
Onun planları var.
Mary'nin planları var.
Onlar planlarımızı biliyor.
Planların nelerdir?
Planlarımız şekilleniyor.
Benim hiçbir planım yok.
Planlar atıldı.
O, planlarını değiştirdi.
Benim zaten planlarım var.
Başka planlarım var.
Tom'un başka planları vardı.
Hiç planın var mı?
Çoğu proje uygulanmıyor.
Tom'un farklı planları var.
Tom'un planlarını biliyor musun?
Tom planlarını değiştirdi.
Planlarım berbat bir şekilde başarısız oldu.
Bugün başka planlarım var.
Planlarımdan vazgeçtim.
Onun planları bir bulmaca.
- Tom planlarını değiştirdi.
- Tom planlarında değişiklik yaptı.
Tüm planlarımı mahvettin.
Tom planlarını Mary ile tartıştı.
Gerçekten senin planlarının gerçekçi olduğunu düşünüyor musun?
Planlarımın ne olduğunu sana söyleyemem.
Planlarımız henüz somut değil.
Yaz tatili için hiç planınız var mı?
O niçin planlarını değiştirdi?
Bu gece için bir planın var mı?
Belki yeni planlar yapmalıyız.
- Yarın akşam için hiç planın var mı?
- Yarın akşam için herhangi bir planın var mı?
- Bizim planlar son dakikada suya düştü.
- Bizim planlar son dakikada başarısız oldu.
Cumartesi gecesi için planlarım var.
O, bütün planlarımızı altüst etti.
Tom ve Mary planlarımızı bilirler.
Tom onun planlarına engel olmaya çalıştı.
Tom, Mary'nin planlarını bozmaya çalıştı.
Yağmur planlarımızı bozdu.
Bütün planlarımız bozuldu.
En dikkatli şekilde yapılmış planlar bile sık sık başarısızlıkla sonuçlanır.
Hafta sonu için bir planım yok.
Planlarım birbiri ardına başarısız oldu.
- Tatil için planlar yapıyoruz.
- Biz tatil için planlar yapıyoruz.
Saldırı planları gizliydi.
Planlarını benimkilere uyarlamalısın.
Tom planları hakkında benimle konuştu.
Tom'un planlarımı bozmasına izin vermeyeceğim.
Benim gelecek için birçok planlarım var.
Yaz için bir planın var mı?
Ancak paniklediği belli olan parsın başka düşünceleri var.
Yaz için planlarımız şekil alıyor.
Ne olursa olsun, planlarınızı değiştirmeyin.
Hastalık onun gezi planlarını engelledi.
Planlarımız hakkında Tom'la konuştum.
Bu tüm planlarımı bozar.
Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda
Bu planları kime gösterdiğimize dikkat etmeliyiz.
Mary'nin anne ve babası onun yaz planlarını veto etti.
deprem anı ve sonrası için planlarımız hazırsa
Planlarını suya düşürdüğüm için üzgünüm.
Bugün başka planlarım var.
Planlar yapmak genellikle gerçekleştirmekten daha kolaydır.
Bu planları önümüzdeki yıl gerçekleştireceğimizi umuyorum.
Yeterli paramız olmadığı için planlarımızı değiştirmek zorundaydık.
Tom'un hayal ve planları, kağıttan bir kule gibi yıkıldı.
Planlarımızın hepsinin boşa olduğunu bulmak çok üzücü.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde mahsur kalmıştık.
- Ücra bir yerde kalakalmıştık.
- Issız bir yerde mahsur kalmıştık.
Aile işine katılma planları, ateşli bir cumhuriyetçi olan Suchet'in Lyon Ulusal Muhafızlarının süvarisine katılmasıyla
- Bu gece için bir planın var mı?
- Bu akşam için planın var mı?
Hayat, siz başka planlar yaparken olanlardır.
Arabada eve giderken ertesi gün için planlar yapıyordu.
Hayat siz diğer planları yapmakla meşgulken size olanlardır.
Bu bittikten sonra ne yapmayı planlıyorsun?