Translation of "Musiker" in Turkish

- Bist du Musiker?
- Sind Sie Musiker?

- Bir müzisyen misiniz?
- Bir müzisyen misin?

- Seid ihr beiden Musiker?
- Seid ihr zwei Musiker?

İkiniz müzisyen misiniz?

Tom ist Musiker.

Tom bir müzisyen.

Sind Sie Musiker?

Bir müzisyen misiniz?

Bist du Musiker?

Müzisyen misin?

- Sie hat einen Musiker geheiratet.
- Sie heiratete einen Musiker.

O, bir müzisyenle evlendi.

Ich möchte Musiker werden.

Bir müzisyen olmak isterim.

Bist du nicht Musiker?

Sen bir müzisyen değil misin?

Du bist ein guter Musiker.

Sen iyi bir müzisyensin.

Beethoven war ein großer Musiker.

Beethoven, büyük bir müzisyendi.

Die Beatles waren vier Musiker.

The Beatles, dört müzisyenden oluşmuştur.

Sie hat einen Musiker geheiratet.

O, bir müzisyenle evlendi.

Er ist Wissenschaftler und Musiker.

O, bir bilim adamı ve müzisyendir.

Musiker sind im Allgemeinen kritikempfindlich.

Müzisyenler genellikle eleştiriye duyarlıdır.

Er ist ein guter Musiker.

O iyi bir müzisyen.

Die Brüder sind beide Musiker.

Her iki kardeş müzisyendir.

Ich dachte, Tom sei Musiker.

Tom'un müzisyen olduğunu düşündüm.

Tom ist ein guter Musiker.

Tom iyi bir müzisyendir.

Tom ist ein aufstrebender Musiker.

Tom gelecek vadeden bir müzisyen.

Er war ein großer Musiker.

O, büyük bir müzisyendi.

Er scheint Musiker zu sein.

O bir müzisyen gibi görünüyor.

Er war kein guter Musiker.

İyi bir müzisyen değildi.

Tom ist Musiker, nicht wahr?

Tom bir müzisyendir, değil mi?

Tom ist kein guter Musiker.

Tom iyi bir müzisyen değil.

- Er ist stolz, Musiker zu sein.
- Er ist stolz darauf, Musiker zu sein.

O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.

Wissenschaftler, Künstler, Musiker, Schriftsteller und Journalisten

böylelikle bilim insanları, sanatçılar, müzisyenler ve yazarlar

Um einer Vollzeitkarriere als Musiker nachzugehen.

mühendislik yüksek lisansımı bıraktığımı bilmeniz için atıyorum.

Ingenieur, Erfinder, Mathematiker, Anatom, Musiker, Bildhauer,

mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltraşı,

Tom hat was von einem Musiker.

- Tom bir parça müzisyen.
- Tom müzisyen gibi bir şey.

Sind berühmte Musiker auf der Bühne?

Sahnede hiç ünlü müzisyenler var mı?

- Ich bin Musiker.
- Ich bin Musikerin.

- Ben bir müzisyenim.
- Müzisyenim.

Er ist ein sehr guter Musiker.

O çok iyi bir müzisyendir.

Ihr Vater war ein begabter Musiker.

Onun babası yetenekli bir müzisyendi.

Tom ist ein außerordentlich begabter Musiker.

Tom çok yetenekli bir müzisyen.

Wer ist dein liebster koreanischer Musiker?

Favori Koreli müzisyenin kimdir?

Tom ist ein sehr talentierter Musiker.

Tom çok yetenekli bir müzisyendir.

Tom ist ein vielversprechender junger Musiker.

Tom, gelecek vaat eden genç bir müzisyen.

Tom ist ein klassisch ausgebildeter Musiker.

Tom klasik olarak eğitilmiş bir müzisyen

Tom ist ein sehr guter Musiker.

Tom çok iyi bir müzisyendir.

Der Musiker hinterließ seine Familie in Armut.

Müzisyen, ailesini yoksul bıraktı.

Er ist so etwas wie ein Musiker.

- O müzisyen gibi bir şeydir.
- Müzisyen sayılır.

Aus ihm ist ein großer Musiker geworden.

O büyük bir müzisyen oldu.

Tom ist ein guter Musiker, nicht wahr?

Tom iyi bir müzisyen, değil mi?

Ich halte nicht viel von ihm als Musiker.

Ben onu bir müzisyen olarak çok düşünmüyorum.

Er hat drei Söhne, die Musiker geworden sind.

Onun müzisyen olan üç oğlu vardır.

Sein Lebensziel war es, ein Musiker zu werden.

Yaşamdaki amacı bir müzisyen olmaktı.

Ich weiß, dass er ein berühmter Musiker ist.

Onun ünlü bir müzisyen olduğunu biliyorum.

Ich bin der erste Musiker in meiner Familie.

Ailemdeki ilk müzisyen benim.

Er soll in seiner Jugend Musiker gewesen sein.

Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.

Galileos Vater, Vincenzo Galilei, war ein bekannter Musiker.

Galileo'nun babası, Vincenzo Galilei, tanınmış bir müzisyendi.

Nenne mir bitte ein paar der berühmten Musiker deines Landes!

Lütfen bana ülkendeki ünlü müzisyenlerden birkaçını söyle.

Tom begann, sich für Musik zu interessieren, weil sein Nachbar Musiker war.

Tom tam bir müzisyen olan komşusundan dolayı müzikle ilgileniyordu.

Der Musiker erfreut sich sowohl in Japan als auch in Amerika großer Beliebtheit.

Müzisyen hem Japonya hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük ilgi görüyor.

Ihrer Meinung nach ist er der beste Musiker, den sie je gesehen hat.

Onun görüşüne göre, o şu ana kadar gördüğü en iyi müzisyen.