Examples of using "Langem" in a sentence and their turkish translations:
Uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz.
Görev uzun zamandır biliniyor.
Tom uzun zamandır Mary'yi tanıyor.
Onu uzun süredir tanıyorum.
Bunu çok uzun zamandan beri zaten biliyordum.
Uzun zamandır yapmak istediğim bir şeydi.
Buğday eskiden beridir bereket olarak görünür
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
Uzun süredir onunla tanışmak istiyorum.
Çok zamandır kuşkonmaz yemiyorum.
- Uzun sakallı o Alman'ı tanıyorum.
- Uzun sakallı o Alman'ı biliyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı tanıyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı biliyorum.
Uzun süre iş arıyorum.
Polisin gaddarlığı uzun süredir bir sorundur.
Tom uzun süredir Boston'da yaşamaktadır.
Tom uzun süredir burada yaşamıyor.
Tom uzun süredir bekliyor.
Uzun süredir bu yolculuğu hayal ediyorum.
Tom uzun süredir benim yakın bir arkadaşım.
Çok uzun zamandır öyle kahkaha atmamıştım.
- Uzun süredir öyle gülmedim.
- Uzun zamandır böyle gülmedim.
Tom'la uzun zamandır arkadaşız.
Bir süredir Çin yemeği yemedim.
Çok düşündükten sonra teklifi kabul etmemeye karar verdim.
Sanırım uzun saçla daha iyi görünüyordun.
Uzun düşündükten sonra, Beth makine mühendisliği konusunda uzmanlaşmaya karar verdi.
Tom ve Mary uzun zamandır bu mahallede yaşıyor.
O şarkıyı duyduğumdan beri uzun zaman oldu.
O, uzun süredir onu tanımaktadır.
Uzun süredir burada yaşamaktayım.
Bu, uzun zamandır duyduğum en iyi haber.
Tom uzun süredir evli.
Uzun zamandır izlediğim en iyi film bu.
O uzun süre hasta olan biri gibi görünüyordu.
İngiltere uzun zamandır ziyaret etmek istediğim bir ülkedir.
Yulaf uzun zaman atlara ve katırlara yiyecek olmuştur.
Uzun bir süre yazmadığım için lütfen beni affet.
Biz birbirimizi uzun zamandır tanırız.
Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.
Uzun süredir sana söylemek istediğim bir şey var.
Kuyu uzun zamandır kurudu.
Uzun bir süre, diğer çocuklar gibi, bir anne istedim.
Buraya geldiğimden beri bir süre geçti ama hiçbir şey değişmedi.
Uzun zamandır bunu söylemek istedim. Sizin alaycı şakalarınız tahammül edilmezdir.
O, uzun süre onlara yazmadı.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
Çamaşırlar bugün mutlaka tamamen kuruyacaktır zira havalar yeniden çok güzel.
Uzun süredir seni görmedim, Bill.
Seni yıllardır tanıyorum.
Ben uzun bir süre onu görmedim.
O, uzun süredir onlara yazmadı.
Geçen gün okuldan eve giderken bir sahafta durdum ve uzun süredir aradığım bir kitabı tesadüfen buldum.