Examples of using "Landes" in a sentence and their turkish translations:
Tom ülke dışında.
O ülkenin ekonomisi büyüyor.
Dünyanın tüm ülkelerindeki net kalori boşluklarını gösteriyor.
işçi bir memleketin yapı taşıdır
O ülkenin güzelliği tarifin ötesindedir.
Mülteciler ülkeden çıkarıldı.
Bu arazinin bir kısmı benim.
- Ulusal borç büyüyor.
- Ulusal borç artıyor.
Onlar ülkenin tüm kaynaklarını tükettiler.
O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
Kahve, bu ülkenin en önemli ürünlerinden biridir.
Gül, bu ülkenin milli çiçeğidir.
O ülkenin hükümeti insanlarına baskı yapmaktadır.
Tom bunu ülkesinin yararına yaptı.
Bu ülkenin hükümeti halkına zulmediyor.
O, bu ülkenin iç işidir.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalıyor.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.
Öyle kahramanlar birinin ülkesinin gururudur.
Ülkenin tarihi yerlerini ziyaret ettik.
Arazinin bu kısmı üvey anneme aittir.
Bu, bu ülkenin karşı karşıya kaldığı en ciddi problemlerden biridir.
ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.
Bu, Avusturya boyutundaki bir ülkenin Gayrisafi Milli Hasılası.
Ülkenin başkenti ekvator üzerinde yer almaktadır.
Ülkenin bu kısmında nadiren kar yağar.
Ülkenin o bölgesinde fırtınalar vardı.
- Ülkemin siyasetini anlamaya çalışıyorum.
- Ülkemin politikasını anlamayı deniyorum.
Ülkenin ekonomisi çökmek üzeredir.
Ülkenin temel sosyal sorunu yoksulluk.
Bu ülkedeki en iyi okullardan biri.
Bu ülkenin en önemli ürünlerinden biri kahvedir.
Ülkenin şu anki durumu iyi değil.
Bu göl ülkede en derinler arasında yer alıyor.
Ülke ekonomisi tarıma dayalıdır.
Bankanın ülkenin her yerinde şubeleri var.
Bizim ülkemizin gençliği siyasetle ilgilenmez.
Bu çiçekler ülkenin bu bölümü için nadirdir.
Bu ülkenin geleneklerine aşina değilim.
Bahar mevsiminden beri o, ülkenin cumhurbaşkanı.
Bu seçim, bu ülkenin geleceği için önemlidir.
Tom dünyadaki her ülkenin başkentini bilir.
Ülkenin dış ticareti tamamen bu limana bağlıdır.
Lütfen bana ülkendeki ünlü müzisyenlerden birkaçını söyle.
Bu, ülkemizin geleceği için hayati bir karar.
O ülkenin ekonomik durumu günden güne değişiyor.
Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda bulunmaktadır.
Bu restoran, ülkedeki en iyi pizzaya sahiptir.
O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.
Erasmus öğrencileri genellikle aynı ülkeden başka öğrencilerle kalırlar.
Ancak bu ülkedeki nüfusun üçte biri Internet'e erişiyor.
Tom ülkesinin takımı turnuvadan elendiği zaman üzgündü.
Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.
Hiç kimse ülkemi hatırlamak istemedi.
Tom'un mütevazı bir geçmişi vardı ama o ülkenin en zengin adamlarından biri haline geldi.
Ülkemizin tarihindeki zor ve trajik bir zamanı yaşıyoruz.
üstelik bu teknoloji şu an ülkemizde bir çok sınıflarda dahi kullanılamıyor
Tom, ülkeyi terk etmek istediğini söylüyor.
Bu, ilçedeki en iyi okuldur.
- Ülke tarihinde yaşanmış en büyük trajedilerden birinde kurbanların sayısı her geçen gün artıyor.
- Ülkenin gelmiş geçmiş en geniş çaplı hadiselerinden olan bu trajedide kurban sayısı gün geçtikça artmakta.
İhracaatlar güçlüyken, ithalatlar istikrarlı kalırken ülkenin ticaret dengesi geçen yıl gelişti.
Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.