Examples of using "Klamotten" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un elbiselere ihtiyacı var.
Onun elbiseleri her zaman demode.
Daha fazla giysi giymeliyim.
Tom giysilerimi çaldı.
Daha süslü, daha pahalı kıyafetler satın aldım.
Neden bu kadar çok kıyafete ihtiyacın var?
Tom genellikle giysileri internet üzerinden satın alır.
Ben giysilere çok fazla harcıyor muyum?
Ben genellikle kıyafetlerimi büyük mağazadan satın alırım.
Tom ve Mary kendi kostümleri için beraber alışverişe gitti.
Giysilerin kurudu mu?
- Caroline tüm parasını kıyafetlere harcamayacak kadar mantıklıdır.
- Caroline tüm parasını kıyafetlere harcamayacak kadar akıllıdır.
Bu şekilde mi giyinip çıktın? Berbat.
Giysilerimden bazılarını ödünç almak istiyorsam, önce iste.
Tüm para giysilere harcandı.
Kıyafetlerimi değiştirmek zorundayım.
Oraya uygun elbiselerle gitsen iyi olur.