Translation of "Kindern" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Kindern" in a sentence and their turkish translations:

- Wie geht es deinen Kindern?
- Wie geht es euren Kindern?

Çocukların nasıl?

Statt unseren Kindern beizubringen,

çocuklara cesur erkek ya da

Tom gibt Kindern Klavierunterricht.

Tom, çocuklara piyano dersleri vermektedir.

- Wie geht es deinen Kindern?
- Wie geht es euren Kindern?
- Wie geht es Ihren Kindern?
- Was machen die Kinder?

Çocuklar nasıl?

- Tom hat den Kindern Spielzeug mitgebracht.
- Tom hat den Kindern Spielsachen mitgebracht.

Tom çocuklar için bazı oyuncaklar getirdi.

Kindern ist Rauchen gesetzlich verboten.

Yasayla küçüklerin sigara içmesi yasaklanmıştır.

Tom spielte mit seinen Kindern.

Tom çocukları ile oynadı.

Ich singe mit meinen Kindern.

Ben çocuklarımla şarkı söylüyorum.

Außer Reichweite von Kindern aufbewahren!

- Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız!
- Çocukların ulaşamayacağı yerde muhafaza ediniz!

Sei nett zu den Kindern.

Çocuklara iyi davran.

Tom bringt Kindern Französisch bei.

Tom çocuklara Fransızca öğretir.

Er gibt seinen Kindern Taschengeld.

Çocuklarına harçlık verir.

Ist Wettbewerb unter Kindern gut?

Rekabet çocuklar için iyi mi?

- Ich kann nicht gut mit Kindern.
- Ich kann nicht gut mit Kindern umgehen.

Çocuklarla aram iyi değildir.

- Er weiß, wie man mit Kindern spricht.
- Er versteht es, mit Kindern zu sprechen.

O, çocuklarla nasıl konuşacağını biliyor.

Rubén ist Vater von drei Kindern.

Rubén üç çocuk babasıdır.

Meine Schwester ist lieb zu Kindern.

Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.

Er war streng zu seinen Kindern.

O, çocuklarına karşı sertti.

Die Kätzchen spielen mit den Kindern.

Kedi yavruları çocuklarla oynamaktadır.

Er erzählt selbst Kindern unanständige Witze.

Çocuklara bile iğrenç fıkralar anlatır.

Tom kann mit Kindern gut umgehen.

Tom çocuklarla iyi anlaşıyor.

Tom kann gut mit Kindern umgehen.

Tom çocuklarla iyi.

Maria brachte ihren Kindern Russisch bei.

Mary, çocuklarına Rusça öğretiyordu.

Dieser Film macht den Kindern Angst.

Bu film çocuklar için korkutucu.

Bist du eines von Toms Kindern?

Tom'un çocuklarından biri misin?

Tom gab seinen Kindern einen Abschiedskuss.

Tom çocuklarına elveda öpücüğü verdi.

Tom kann nicht mit Kindern umgehen.

Tom çocuklarla nasıl başa çıkılacağını bilmiyor.

Ich habe keine Geduld mit Kindern.

Çocuklar için hiç sabrım yoktur.

Er ist Vater von sieben Kindern.

O yedi çocuğun babasıdır.

Sie ist Mutter von sieben Kindern.

O, yedi çocuğun annesi.

Jage den Kindern keine Angst ein!

Çocukları korkutmayın.

Dieser Film macht Kindern schreckliche Angst.

Bu film çocukları korkutur.

Tom war eines von drei Kindern.

Tom üç çocuktan biriydi.

Er kann mit Kindern gut umgehen.

Çocuklarla ilgilenmede iyidir.

Sie kann gut mit Kindern umgehen.

O, çocuklarla başa çıkmada iyidir.

Zwei von fünf Kindern sind schüchtern.

Beş çocuktan ikisi utangaç.

Gib den Kindern keine kalte Milch!

Çocuklara soğuk süt vermeyin!

Ich habe Toms Kindern Französisch beigebracht.

Tom'un çocuklarına Fransızca öğrettim.

- Sie weiß gut, wie sie mit Kindern umgehen soll.
- Sie versteht es gut, mit Kindern umzugehen.

O, çocuklarla nasıl başa çıkılacağını iyi bilir.

- Die Eltern spielen mit ihren Kindern ein Spiel.
- Die Eltern spielen ein Spiel mit ihren Kindern.

Anne baba, çocuklarıyla oyun oynuyor.

Sogar von Kindern, die selbst homosexuell werden.

hatta daha sonra eşcinsel olduğunu anlayan çocuklar tarafından bile.

Ich bin eine Mutter mit zehn Kindern.

On çocuklu bir anneyim.

Der Elefant wird von kleinen Kindern gemocht.

Fil küçük çocuklar tarafından sevilir.

Sie gab den Kindern jeweils zwei Äpfel.

Çocukların her birine iki elma verdi.

Leute, die Kindern wehtun, verdienen keine Gnade.

- Çocukları inciten insanlar merhameti hak etmez.
- Çocuklara zarar veren insanlar merhameti hak etmiyor.

Ich schaue gerne Kindern beim Spielen zu.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

Sie gab sich ganz ihren Kindern hin.

Kendisini çocuklarına adadı.

Sei nicht so streng mit den Kindern.

Çocuklara karşı çok sert olma.

Wir sahen den Kindern beim Spielen zu.

Çocukların oynamasını izledik.

Ich bin das jüngste von fünf Kindern.

Beş çocuğun en küçüğüyüm.

- Den Kindern ist kalt.
- Die Kinder frieren.

Çocuklar üşütmüş.

Er gab seinen Kindern eine gute Erziehung.

Çocuklarına iyi bir eğitim verdi.

Tom hat den Kindern ihre Sandburg kaputtgemacht.

Tom, çocukların kum kalesini imha etti.

Was soll ich den Kindern jetzt sagen?

- Şimdi çocuklara ne diyeyim?
- Şimdi çocuklara ne anlatacağım?

Es ist wichtig, Kindern gute Tischmanieren beizubringen.

Çocuklara iyi sofra adabını öğretmek önemlidir.

Du bist eins von Toms Kindern, oder?

Sen Tom'un çocuklarından birisin, değil mi?

Tom sah den Kindern beim Spielen zu.

Tom çocukların oynamasını izledi.

Tom erzählte den Kindern eine spannende Geschichte.

Tom çocuklara ilginç bir hikaye anlattı.

Er saß dort, von seinen Kindern umgeben.

Çocukları tarafından çevrili olarak orada oturdu.

Kindern ist leichter etwas beizubringen als Erwachsenen.

Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.

Maria sah den Kindern beim Spielen zu.

Mary çocukların oynamasını izledi.

Wie sollen wir das den Kindern erklären?

Bunu çocuklara nasıl açıklıyoruz?

Tom weiß, wie man mit Kindern spricht.

- Tom çocuklarla nasıl konuşulacağını biliyor.
- Tom çocuklarla nasıl konuşacağını biliyor.

Tom spielt mit seinen Kindern im Schwimmbecken.

Tom havuzda çocuklarıyla oynuyor.

Mensch, was machst du mit deinen Kindern?

Çocuklarınla ne yapıyorsun insan?

Tom kann gut mit kleinen Kindern umgehen.

- Tom'un küçük çocuklarla arası iyidir.
- Tom küçük çocuklarla güzel anlaşır.

- Du solltest nicht ungeduldig mit Kindern sein.
- Man sollte im Umgang mit Kindern nicht seine Geduld verlieren.

Çocuklarla uğraşırken sabırlı olmalısın.

Und ihren Kindern oft bei der Mathehausaufgabe helfen,

ve çocuklarına matematik ödevlerinde yardım eden ebeveynlerin çocukları

In dem er Kindern aus benachteiligten Hintergründen beibringt,

hayatı nasıl tasarlayacaklarını öğreten ''Play For Tomorrow''

Der Vater erzählte den Kindern eine nette Geschichte.

Baba çocuklara güzel bir hikaye anlattı.

Herr Yoshida ist zu streng zu seinen Kindern.

Bay Yoshida çocuklarına karşı çok serttir.

Er weiß nicht, wie man mit Kindern umgeht.

Çocuklarla nasıl baş edeceğini bilmez.

Sie sprach mit sanfter Stimme zu den Kindern.

Çocuklarla yumuşak bir sesle konuştu.

Tom ging mit seinen Kindern in den Zoo.

Tom çocuklarını hayvanat bahçesine götürdü.

Du verbringst nicht genug Zeit mit deinen Kindern.

Çocuklarınla yeterince zaman harcamıyorsun.

Ich kann wirklich nicht gut mit Kindern umgehen.

Ben çocuklarla gerçekten iyi değilim.

Ich kann nicht sehr gut mit Kindern umgehen.

Çocuklarla aram pek iyi değildir.

Tom erlaubt seinen Kindern nicht, Wein zu trinken.

Tom çocuklarının şarap içmesine izin vermez.

Ich weiß nicht, wie man mit Kindern umgeht.

Çocuklarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.

Kindern sollte man beibringen, die Wahrheit zu sagen.

Çocuklara gerçeği konuşmak öğretilmeli.

Vielleicht hätte Tom bei den Kindern bleiben sollen.

Belki Tom çocuklarla kalmalıydı.

Ich habe angefangen, meinen Kindern das Wellenreiten beizubringen.

Çocuklarıma sörf yapmayı öğretmeye başladım.

Hast du den Kindern genug zu essen gegeben?

Çocuklara yeterince yiyecek verdin mi?

Was ist heutzutage nur mit den Kindern los?

Bugünlerde çocuklara ne oluyor.

Ich bin eine alleinerziehende Mutter von vier Kindern.

- Dört çocuklu bekar bir anneyim.
- Ben dört çocuğun tek annesiyim.

Ich muss den Hund von den Kindern fernhalten.

Köpeği çocuklardan ayırmak zorundayım.

Tom ist es gewohnt, mit Kindern zu sprechen.

Tom çocuklarla konuşmaya alışkın.

Verwahre dieses Medikament außerhalb der Reichweite von Kindern.

Bu ilacı çocukların ulaşamayacağı bir yerde tutun.

Dieses Spiel kann von kleinen Kindern gespielt werden.

Bu oyun küçük çocuklar tarafından oynanabilir.

Du solltest deinen Kindern ein gutes Beispiel abgeben.

Çocuklarına iyi örnek göstermelisin.

Matthew und Marilla haben von Kindern keine Ahnung.

Matthew ve Marilla çocuklarla ilgili hiçbir şey bilmiyorlar.

Tom kann gut mit Kindern umgehen, nicht wahr?

Tom çocuklarla iyidir, değil mi?

Tom kann so toll mit Kindern umgehen, oder?

Tom'un çocuklarla arası çok iyi, değil mi?