Translation of "Färben" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Färben" in a sentence and their turkish translations:

- Ich möchte meine Haare färben.
- Ich möchte mir die Haare färben.

Saçımı boyamak istiyorum.

Wolle lässt sich gut färben.

Yün güzel boyanır.

Tom will seine Haare färben.

Tom saçını boyamak istiyor.

Frauen färben oft ihre Nägel.

Kadınlar genellikle tırnaklarını boyarlar.

Wir färben uns das Haar braun.

Biz saçımızı kahverengiye boyuyoruz.

Wie wirst du dein Haar färben?

Saçını hangi renge boyayacaksın?

Die Blätter färben sich im Herbst rot.

Yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.

Sie will sich die Haare rot färben.

O, saçını kırmızıya boyamak istiyor.

Warum färben sich die Leute die Haare?

Niye insanlar saçlarını boyarlar?

Ich werde mir die Haare färben müssen.

Saçımı boyamam gerekecek.

Liisa ließ sich die Haare blond färben.

Liisa saçını sarıya boyattı.

Tom hat Maria beim Färben ihrer Haare geholfen.

Tom, Mary'nin saçını boyamasına yardım etti.

Man kann sich das Haar zu Hause bleichen und färben.

Evde saçının rengini açabilirsin ve boyayabilirsin.

- Ich möchte den Stoff färben lassen.
- Ich möchte den Stoff einfärben.

Bu kumaşı boyatmak istiyorum.

Tom versuchte, Maria davon zu überzeugen, sich die Haare rot zu färben.

Tom Mary'yi saçını kırmızıya boyaması için ikna etmeye çalıştı.

In zwei, drei Wochen werden sich die Blätter an den Bäumen wohl rot färben.

Yapraklar iki veya üç hafta içinde kızaracak.

Tom kommt aus einer Kultur, in der Frauen künstlich ihre Lippen färben und ihre Ohrläppchen durchlöchern.

Tom dudaklarını yapay olarak boyayan ve kulak memelerini delen kadınların bulunduğu bir kültürden geliyor.