Examples of using "Wolle" in a sentence and their turkish translations:
Yünü tarıyorum.
O, yün eğiriyor.
Tom yün eğiriyor.
O yün örüyor.
Tom ayrılmak istediğini söyledi.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
Koyun bize yün verir.
Yün güzel boyanır.
Tom bir şey istemediğini söyledi.
Tom yardım etmek istediğini söyledi.
Tom gitmek istediğini söyledi.
Biz kış aylarında yünlü giyeriz.
Tom yerleşmek istediğini söylüyor.
Tom içecek bir şey istemediğini söyledi.
Tom Boston'a taşınmak istediğini söyledi.
Tom, ülkeyi terk etmek istediğini söylüyor.
neden tırmanmak istediği sorulmuştu.
Tom biraz televizyon izlemek istediğini söyledi.
Tom kız arkadaş istemediğini söylüyor.
Tom Fransızca öğrenmek istediğini söyledi.
Tom hiç evlenmek istemediğini söyledi.
Tom Boston'a gitmek istediğini söyledi.
O, yünlü bir kazak giyer.
O bir yün kazak giyer.
Bu kazak saf yünden yapılmış.
O yerleşmek istediğini söylüyor.
Tom bir şey yemek istemediğini söyledi.
O biraz para istediğini söyledi.
Tom araba sürmek istemediğini söyledi.
Bir kazak örüyor.
Tom Fransızcasını geliştirmek istediğini söyledi.
"Ne olursa olsun kendinizi sevin!"
Tom Çin yemeği yemek istediğini söyledi.
Ne olursa olsun, o orada olacak.
Tom Mary'ye yardım edeceğini söyledi.
Tom Mary'yi öldüreceğini söyledi.
Tom'un evlendiğini duydum.
O bana dans etmek isteyip istemediğimi sordu.
Tom bana dans etmek isteyip istemediğimi sordu.
Tom bana bir otobüs sürücüsü olmak istediğini söyledi.
Tom bana içini dökmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Tom bana Fransızca öğrenmek istediğini söyledi.
Tom Fransızca okumak istemediğini söyledi.
Tom rahatsız edilmek istemediğini söyledi.
Tom'a araba sürmek isteyip istemediğini sordum.
Kızlar kavga etmeye başladı.
Tom bana Fransızca öğretmek istediğini söyledi.
Tom Mary'ye Avustralya'yı ziyaret etmek istediğini söyledi.
Tom bir terfi istemediğini söyledi.
Tom Mary'ye yemek yemek istediğini söyledi.
Tom'a ne yapmak istediğini sordum.
Başkan olmak istemediğini söyledi.
Tom yatmak istemediğini söyledi.
Tom yarın bunu yapacağını söyledi.
Tom Mary'ye bir fincan kahve isteyip istemediğini sordu.
Tom Mary'ye alışverişe gitmeyi isteyip istemediğini sordu.
Tom gitmek istediğini asla söylemedi.
Tom artık böyle yaşamak istemediğini söylüyor.
Tom bizimle poker oynamak istediğini söyledi.
O benim onun erkek arkadaşını çalmaya çalıştığımı düşünüyor.
Tom bize yardım etmeye çalışacağını söyledi.
Ona yürüyüşe gitmek isteyip istemediğini sordum.
Tom'a yüzmeye gitmeyi isteyip istemediğini sordum.
Tom'un evlenmeyeceğini söylediğini düşündüm.
Tom yüzmeye bizimle beraber gitmek istediğini söyledi.
Tom kendini öldürmek istediğini söyledi.
Tom bana şirketten ayrılmak istediğini söyledi.
Tom Mary'ye Boston'a taşınmak istediğini söyledi.
Tom eski arabasını korumak istediğini söyledi.
Tom bana anne ve babamla tanışmak istediğini söyledi.
Mary bana anne ve babamla tanışmak istediğini söyledi.
Tom benimle konuşmak istemediğini söyledi.
Tom geç saatlere kadar çalışmak istemediğini söyledi.
Ona bir saat isteyip istemediğini sordum.
- Tom, Mary ile konuşmak istemediğini söyledi.
- Tom Mary'yle konuşmak istemediğini söyledi.
Tom bugün okula gitmek istemediğini söyledi.
Tom seninle konuşmak istemediğini söyledi.
Tom beni sevdiğini ve benimle evlenmek istediğini söyledi.
Tom'a benimle Boston'a gitmek isteyip istemediğini sordum.
Ne pahasına olursa olsun onu görmeliyim.
Ne pahasına olursa olsun onu kurtarmalıyım.
Tom Mary'ye içecek bir şey isteyip istemediğini sordu.
Tom yalnız bırakılmak istediğini söyledi.
Tom 2.30'dan önce orada olmak istediğini söyledi.
- Ne pahasına olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.
- Bedeli ne olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.
Tom bana tenha bir sahilde yaşamak istediğini söyledi.
Tom bize bizimle poker oynamak istemediğini söyledi.
Tom Mary'ye onunla gitmek isteyip istemediğini sordu.
O beni sevdiğini ve benimle evlenmek istediğini söyledi.
Tom olanları unutmak istediğini söyledi.
Ne olursa olsun, fikrimi değiştirmeyeceğim.
Tom'un evlenmek istemediğini söylediğini düşündüm.
Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.
O, bana bana Fransızca öğretmek istediğini söyledi.