Examples of using "Dicht" in a sentence and their turkish translations:
Ateşe çok yakın uyumayın.
Tamam, burada çok sıklaşıyor
Bu orman çok yoğun.
Kara delikler çok yoğundur.
Orman çok sık.
O ona yakın durdu.
Kafam güzelleşiyor.
Sıkıca-örülmüş halılar genellikle daha değerlidir.
Aşk ve nefret arasında ince bir çizgi vardır.
Dahilik ve delilik arasında ince bir sınır vardır.
Cesaret ve aptallık arasında ince bir çizgi vardır.
Sen televizyona çok yakın oturuyorsun.
Benim doğum günüm seninkine yakındır.
Orman sık ve aşılmazdı.
Seçim sonuçları son derece yakın.
Tom ve Mary birbirine çok yakın duruyordu.
- Trafik burada ağırdır, özellikle sabahları.
- Trafik burada özellikle sabahları ağırdır,
- Trafik burada yoğundur özellikle sabahları.
Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.
Tom zaten oldukça israf edilmiş görünüyor.
- Ne kadar sarhoş olduysan ol, Goethe yine de bir şairdi.
- Sarhoşken yazdığın şiirler, Goethe ile kıyaslandığında göte benziyor.
Ateşe o kadar yaklaşma!
Masayı duvara çok yakın koymayın.
Yollar günün bu saatinde çok kalabalık.
O, mümkün olduğunca ona yakın durdu.
Amerikan şehirleri, Avrupa şehirleri kadar yoğun değildir.
Sis çok yoğundu, her şeyi zorlukla görebildik.
- Avrupa'da hiçbir şehir Tokyo kadar kalabalık değildir.
- Avrupa'da Tokyo kadar çok nüfuslu hiçbir şehir yoktur.
Tom ve Mary birbirine çok yakın kanepeye oturdu.
Hiç müşteri olmadığı için dükkânı erken kapattık.
Trafik çok yoğundu. Arabalar tampon tampona dizilmişti.
Sis o kadar yoğundu ki neredeyse hiçbir şey görülemiyordu.
Sis o kadar yoğundu ki neredeyse hiçbir şey görünmüyordu.
Dükkân genç insanlarla doluydu.
Sis o kadar yoğundu ki bir inç önümü bile göremiyordum.
Restoranımız Güney Otogarı'na yakın.
Endişe etme. Kimseye söylemeyeceğim.