Examples of using "Bringst" in a sentence and their turkish translations:
- Beni utandırıyorsun.
- Beni mahcup ediyorsun.
Beni öldürüyorsun!
Hey, beni nereye götürüyorsun?
Tom'u eve götürsen iyi olur.
Dur! Onu ağlatıyorsun.
Sen Tom'u getireceksin, değil mi?
Beni üzüyorsunuz!
Yapma şunu. Tom'u ağlatıyorsun.
Beni halamın evine götürecek misin?
Sen beni öfkelendireceksin!
Bunu postaneye götüreceksin, değil mi?
- Peynirin nasıl yapılacağını bana öğretir misin?
- Peynirin nasıl yapıldığını bana öğretir misiniz?
Beni buradan çıkarmanı istiyorum.
Tom'u ne zaman yatırırsın?
Bizi nereye götürüyorsun?
Tom'u nereye götürüyorsun?
Beni oraya götürecek misin?
Bunu pazartesiye kadar geri getireceğini umuyorum.
Bu evrağı hemen ona götürmeni istiyorum.
Öyle bir şey söyleyerek beni terletiyorsun.
İşini eve getirdiğinde hoşlanmıyorum.
Dur! Onu ağlatıyorsun.
Dur! Onu ağlatıyorsun.
- İlginç bir tartışma yaptın.
- İlginç bir iddia sundun.
- Onu nereye götürüyorsun?
- Onu nereye götürüyorsunuz?
Onu nereye götürüyorsunuz?
Bence nehri geçmen tehlikeli.
Sözünü tutamıyorsan, ne tür özür dileyeceksin?
Bunu yalnız yapabileceğini düşünüyor musun?
Beni güldürürsün.
- Beni nereye götürüyorsunuz?
- Beni nereye götürüyorsun?
Beni kapıya götürür müsün?
Her zaman çöpü atacağını söylersin, ama asla yapmazsın.
Oğlunu ne zaman yatırırsın?
Az önce Fransızca öğretmeninle konuştum ve o senin onun dersinde iyi olduğunu söylüyor.
Lütfen bebeği yatağa koyar mısın?
Tek başına çok zaman harcıyorsun.
Beni zor duruma sokuyorsun.
- Beni Tom'a götürmeni istiyorum.
- Beni Tom'a götürmenizi istiyorum.