Examples of using "Ausbreitung" in a sentence and their turkish translations:
hastalıkların yayılması da artmıştır
Bu önlemler hastalığın yayılmasını önleyebilir.
Şimdi ise virüsü kontrol altına alıp yayılmasını engelliyorlar
popülasyonların hareketi sürekli yayılmanın yakıtıdır.
yeryüzüne yayılmasıyla oluşan harekete
ve askeri birliklerin hareketi influenza yayılımını sürdürmek için mükemmel bir araç haline geldi.