Examples of using "üblichen" in a sentence and their turkish translations:
Her zamanki yerde her zamanki insanlarla karşılaştım.
Seninle her zamanki yerde buluşacağım.
O, her zamanki ücretin iki katını ödedi.
Hiçbir şey sıra dışı gözükmüyordu.
Tom ve Mary her zamanki yerlerinde oturuyordu.
Davout her zamanki sağ kanattaki görevindeydi.
Gelecek cuma her zamanki poker oyunumuza gelecek misin?
Günlük bir organizasyonun ev sahibi ise her şeyin yerli yerinde olmasına odaklanır
Bu bürodaki normal iş saatleri dokuzdan beşe kadardır.